Üsküp’ün Medeniyet Öncülerinden: Hafız İdris İdris Hocaefendi

Üsküp’ün Medeniyet Öncülerinden: Hafız İdris İdris Hocaefendi
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

17 Kasım 2005…

Bundan yirmi yıl önce Üsküp’ün üzerine ağır bir bulut çökmüştü. O gün yalnızca mevsim değil, şehir de hazana bürünmüş; Üsküp’ün manevî ufkunda ışık saçan bir yıldız kaymıştı. Bizim için 17 Kasım, hâlâ hüznün adıdır.

Hafız İdris İdris Hocaefendimiz, tam yirmi yıl önce rahmet-i Rahman’a kavuştu. Geçtiğimiz gün dostlarla sohbet ederken, bu müstesna şahsiyetin vefat yıldönümünde birkaç satır yazmak istediğimi söyledim.

Fakat üzerime çöken bir mahcubiyet vardı: Ben onun hakkında nasıl yazabilirim? Ne haddime ki… Yine de tüm cesaretimi toplayarak, aziz hatırasına küçük bir vefa borcunu yerine getirmek niyetiyle bu satırları kaleme alıyorum.

Henüz altı yaşımda talebesi olma şerefine nail olmuştum. Babam, ilkokula başlamadan önce beni onun rahlesine teslim etti. Ondan yalnızca Kur’ân-ı Kerim’i, ilmihal derslerini, İslam ve Osmanlı tarihini öğrenmedim; aynı zamanda edebi, terbiyeyi, adab-ı muaşereti, ahlakı ve dolayısıyla insan olmanın asıl çehresini öğrendim. Babam başta olmak üzere birçok büyüğümüz onun rahle-i tedrisatından geçmişti. İlminin derinliğini değerlendirmek benim haddime düşmez. Ancak ahlaklı insanı tarif edeceksek, ondan öğrendiğimiz ölçülerin çok şey ifade ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

O, hem ilmiyle hem de hâlleriyle örnek bir alimdi. Duruşuyla, vakarıyla, inceliğiyle yalnız Müslümanlara değil, gayrimüslimlere bile güven ve saygı telkin ederdi. Vefatında Hristiyanların dahi üzüntüsüne bizzat şahit olmuştum. Yeri geldi camide örnek bir hoca, evinde örnek bir baba ve misafirperver, gerektiğinde cesareti ve mertliği ile zalime karşı dik duran bir yiğit oldu. Onu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Küçük yaşlarda tanıştığım bu müstesna zat, zihnimde Osmanlı şahsiyetinin mücessem hâline dönüşmüştü. Din ve vatan aşkıyla bu topraklarda dimdik durdu; zulme, baskıya boyun eğmedi; bizim için bir direniş sembolü oldu.

Aşağıda, bizzat şahit olduğum bazı hâl ve hatıralarından birkaçını paylaşmak isterim:

Talebesi olmamıza rağmen, bayram ziyaretlerinde elini öpmeye gittiğimizde bizlere bizzat kendisi çay ikram ederdi. Bizler “hocam müsade edin” diye ısrar etsek te “Siz misafirsiniz, oturun.” der, hizmet etmekten onur duyardı. Biz ise utancımızdan ikramını almaya çekinirdik.

Her hâlinde bir edep çizgisi vardı. Yürürken, çay içerken, sofrada, sohbette… Hep ölçülü, hep zarifti. Bir defasında, hiçbir zaman aç karnına bir yemek davetine gitmediğini söylemişti. Evde hafifçe bir şeyler yer, misafirlikte ölçüyü korurdu.

Sokakta, yolculukta sarıksız gezdiğine hiç şahit olmadım. Ev içinde de hep beyaz takkesini takardı. Nizam ve intizam vazgeçilmeziydi. Hatta kırışmış para kağıtlarına ütü yaptığını, yağmurlu çamurlu havalarda dahi ayakkabılarının parladığını, her daim beyaz gömleğini hiç eksik etmediğini biliyorum.

90’ların sonunda Kosova savaşı döneminde Preşova yolculuğunda yaşanan bir hadiseyi, Adnan İsmaili hocamızdan dinlemiştim. Sırp askerleri, sıkı kontroller sırasında hocaefendimizin sarığını başından indirmesini, cübbesini üzerinden çıkarmasını isterler. O ise vakur bir ifadeyle:

“Kafamı kesersiniz ama sarığı indiremezsiniz. Bedenimi çiğnersiniz ama cübbeyi üzerimden alamazsınız.” Bu söz, onun kararlılığının, dik duruşunun ve yiğitliğinin en çarpıcı nişanesidir. Belki de bu duruş, bu toprakların dini ve milli değerlerini ayakta tutan en kritik unsurlardan biridir.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yolunda ilmiyle amel eden, her haliyle örnek olan böyle bir zatın yanında yetişmek bizim için büyük bir nimet oldu. Rabbim kendisinden razı olsun. Ne kadar yazsak azdır. Çünkü Üsküp, asırlardır böyle ulvi şahsiyetlerle yoğrulmuş bir şehir. Bu topraklar, onların nefesiyle bereket buldu. Bizim vazifemiz ise onları daha çok yazmak, daha çok anlatmak, daha iyi anlamaktır.

Vefatının 20. sene-i devriyesinde, Hafız İdris İdris Hocaefendiyi rahmetle, şükranla ve minnetle yâd ediyoruz. Rabbim cümlemizi cennette buluştursun. Ruhuna el-Fâtiha…

Haftaya görüşmek üzere. Allah’a emanet olun.


Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ