Sırrı Süreyya Önder Kimdir? Türkiye Halklarına Katkıları nelerdir ?
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’nin siyasi, sanatsal ve toplumsal hayatında derin izler bırakmış, çok yönlü bir isimdi. 7 Temmuz 1962’de Adıyaman’da Türkmen kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Önder, sosyalist kimliği, sinemacı yönü ve barış mücadelesiyle tanındı. Hayatını halkların kardeşliğine, demokrasiye ve özgürlüğe adayan Önder, 3 Mayıs 2025’te hayata veda etti. Peki, Sırrı Süreyya Önder kimdir? Türkiye halklarına nasıl katkılar sağlamıştır? Barış için neler yapmış, hangi işkenceleri görmüştür? Siyasi ve mesleki hayatını detaylı bir şekilde, herkesin anlayabileceği şekilde ele alalım.
Sırrı Süreyya Önder, ideolojik çeşitliliğin yoğun olduğu bir ailede büyüdü. Babası Ziya Önder, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Adıyaman kurucularından bir sosyalistti. Dayısı ise Said-i Nursi’nin talebesiydi. Bu çelişkili ortam, Önder’in dünya görüşünü şekillendirdi. 8 yaşında babasını kaybetti ve çocukluğu zor geçti. Fotoğrafçı çıraklığı, lastik tamirciliği gibi işlerde çalışarak hayata tutundu. Genç yaşta sosyalist fikirlerle tanıştı ve 1978’de Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için ilk kez tutuklandı. 19 yaşında, 12 Eylül 1980 darbesinde hapse girerek 7 yıl cezaevinde kaldı. Bu süreç, onun mücadeleci kişiliğini pekiştirdi.
Sırrı Süreyya Önder’in siyasi hayatı, halkların eşitliği ve özgürlüğü için verdiği mücadeleyle şekillendi. 2011’de Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun bağımsız adayı olarak İstanbul milletvekili seçildi. Daha sonra Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) katıldı ve Halkların Demokratik Partisi’nde (HDP) önemli roller üstlendi. 2014’te
HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı oldu, ancak seçilemedi.
2015’te Ankara milletvekili seçilen Önder, 2023’te DEM Parti’den İstanbul milletvekili ve TBMM Başkanvekili oldu.
Barış Süreci ve İmralı Heyeti
Önder, 2013-2015 yılları arasındaki “çözüm süreci”nde kilit bir rol oynadı. Abdullah Öcalan ile hükümet arasında diyalog kuran İmralı heyetinde yer aldı. Kürt meselesinin barışçıl çözümü için çaba gösterdi, ancak süreç başarısızlıkla sonuçlandı. Bu dönemde, barış ve diyalog çağrılarıyla farklı kesimleri bir araya getirmeye çalıştı. Önder’in bu çabaları, Türkiye’de barış u
mudunu canlı tuttu, ancak siyasi baskılarla karşılaştı.
Gördüğü İşkenceler ve Hukuki Baskılar
Sırrı Süreyya Önder, mücadeleci kimliği nedeniyle pek çok zorlukla karşılaştı. 12 Eylül darbesinde 7 yıl hapis yattı ve bu süreçte fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldı. 2018’de, 2013’teki Newroz konuşması nedeniyle “terör propagandası” suçlamasıyla 43 ay hapis cezasına çarptırıldı. 2019’da Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü lehine kararıyla tahliye edildi. 2013 Gezi Parkı eylemlerinde biber gazı kapsülüyle yaralandı. Önder, tüm bu baskılara rağmen halkların kardeşliği için mücadele etmekten vazgeçmedi.
Sırrı Süreyya Önder, sadece siyasetçi değil, aynı zamanda başarılı bir sinemacı ve yazardı. 2006’da “Beynelmilel” filmiyle senarist ve yönetmen olarak adını duyurdu. Film, 1980’lerin Türkiye’sindeki toplumsal çelişkileri ele aldı ve Adana Altın Koza’da En İyi Film Ödülü kazandı. “O… Çocukları”, “F Tipi Film” ve “Düğün Dernek” gibi yapımlarda senarist, yönetmen veya oyuncu olarak yer aldı. Sinemada, ezilenlerin hikayelerini anlatmayı tercih etti.
Medyada da aktif olan Önder, BirGün, Radikal ve Özgür Gündem’de köşe yazarlığı yaptı. Ülke TV’de “Meksika Sınırı” ve Kanal 24’te “Kafa Dengi” programlarında muhafazakâr kesimle diyalog kurabilen bir solcu profili çizdi. Bu programlar, farklı kesimlerin bir araya gelmesine olanak sağladı ve Önder’in halklar arasında köprü kurma çabasını yansıttı.
Türkiye Halklarına Katkıları
Sırrı Süreyya Önder’in Türkiye halklarına katkıları, siyasi, sanatsal ve toplumsal alanlarda kendini gösterdi:
-
-
-
Sanatta Toplumsal Farkındalık: Filmleri ve yazılarıyla, Türkiye’nin toplumsal sorunlarını geniş kitlelere ulaştırdı. “Beynelmilel” gibi eserler, darbe döneminin yaralarını gözler önüne serdi.
-
Farklı Kesimlerle Diyalog: Önder, solcu kimliğine rağmen muhafazakâr kesimlerle iletişim kurmayı başardı. Medya programları ve konuşmalarıyla, kutuplaşmayı azaltmaya çalıştı.
-
Mücadeleci Kimlik: İşkencelere ve hapis cezalarına rağmen pes etmedi. Onun direnci, genç nesillere ilham verdi.
Kişisel Hayatı ve Vefatı
1991’de Halide Tülay Demirsöz ile evlenen Önder, 1992’de kızı Ceren Önder’in doğumuna tanık oldu. Çift, dört yıl sonra boşandı. Esprili, mütevazı ve samimi kişiliğiyle sevilen Önder, 15 Nisan 2025’te kalp rahatsızlığı nedeniyle İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’ne kaldırıldı. Aort damarındaki yırtık nedeniyle 12 saatlik bir ameliyat geçirdi. 18 gün yoğun bakımda kalan Önder, 3 Mayıs 2025’te çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybetti. Cenazesi, 4 Mayıs’ta Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin sembol isimlerinden biriydi. Siyasi hayatında halkların kardeşliği için çalıştı, sanatta ezilenlerin sesi oldu ve medyada diyalog köprüleri kurdu. İşkencelere ve baskılara rağmen mücadelesinden vazgeçmedi. Onun mirası, Türkiye’nin farklı kesimlerini birleştirme çabası ve adalet arayışıdır. Önder’in hikayesi, gelecek nesillere ilham vermeye devam edecek.