Sırbistan ve Bölgesel İstikrar: Belgrad’ın Dengeli Politikası ve Balkanlar’daki Rolü

REKLAM ALANI
Sırbistan ve Bölgesel İstikrar: Belgrad’ın Dengeli Politikası ve Balkanlar’daki Rolü
Belgrad, 14 Haziran 2025 – Sırbistan, Balkanlar’da bölgesel istikrarın kilit aktörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ancak, hem iç politikadaki çalkantılar hem de uluslararası ilişkilerdeki hassas dengeler, Sırbistan’ın bu rolünü karmaşık bir hale getiriyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in son dönemde yaptığı açıklamalar, ülkenin hem Batı ile hem de Rusya ve Çin gibi güçlerle ilişkilerini dengeleme çabasını gözler önüne seriyor. Kosova ile devam eden gerilim, Avrupa Birliği (AB) üyelik süreci ve bölgesel iş birliği girişimleri, Sırbistan’ın istikrar arayışındaki önemini artırıyor. Bu haberimizde, Sırbistan’ın bölgesel istikrardaki rolünü, karşılaştığı zorlukları ve geleceğe dair beklentileri sade ve anlaşılır bir şekilde ele alıyoruz.
Sırbistan, Balkanlar’ın jeopolitik merkezinde yer alıyor ve tarihi, kültürel ve siyasi bağlarıyla bölgenin istikrarında kritik bir rol oynuyor. Ülke, AB’ye aday statüsünde olmasına rağmen, Rusya ve Çin ile yakın ilişkilerini sürdürüyor. Bu denge politikası, Sırbistan’ı hem Batı hem de Doğu için stratejik bir ortak haline getiriyor. Ancak, bu durum aynı zamanda bölgesel gerilimlerin ortasında bir ip cambazlığı yapmasını gerektiriyor.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Almanya Savunma Bakanı ile 2025 Mayıs’ında yaptığı görüşmede, Belgrad-Priştine diyaloğunun devam etmesi ve Bosna Hersek’in toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Vucic’in Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesinde, Türkiye’nin bölgedeki istikrar için kilit bir aktör olduğu belirtildi. Bu açıklamalar, Sırbistan’ın bölgesel barış ve iş birliğine verdiği önemi gösteriyor.
Sırbistan’ın bölgesel istikrar üzerindeki en büyük sınavı, Kosova ile ilişkiler. Kosova, 2008’de bağımsızlığını ilan etti, ancak Sırbistan bu bağımsızlığı tanımıyor. 2023’te Kosova sınırına yapılan askeri yığınak, Beyaz Saray tarafından “benzeri görülmemiş” olarak nitelendirilmiş ve Sırbistan’a güçlerini geri çekme çağrısı yapılmıştı. 2025’te Belgrad-Priştine diyaloğu hâlâ devam etse de, ilerleme sınırlı. Kosova’daki hükümet krizi ve Sırp azınlığın haklarıyla ilgili tartışmalar, bu gerilimi körüklüyor.
Kosova ile yaşanan bu gerilim, Balkanlar’daki diğer ülkeleri de etkiliyor. Örneğin, Bosna Hersek’teki Sırp Cumhuriyeti lideri Milorad Dodik’in ayrılıkçı söylemleri, Sırbistan’ın bölgedeki rolünü daha da karmaşık hale getiriyor. Sırbistan, hem Kosova hem de Bosna Hersek’te istikrarı desteklediğini belirtse de, bu süreçte tarafsız kalmaya çalışıyor.
Sırbistan, AB’ye tam üyelik hedefiyle reformlarını sürdürüyor. Ancak, AB’nin Sırbistan’dan Kosova’nın bağımsızlığını tanımasını beklemesi, süreci yavaşlatıyor. Ayrıca, bazı AB ülkelerinin genişleme politikalarına temkinli yaklaşımı, Sırbistan’ın üyelik sürecini zorlaştırıyor. Buna rağmen, Vucic’in Ukrayna’yı ziyaret ederek Zelensky ile görüşmesi ve anti-Rus deklarasyonları imzalamayı reddetmesi, Sırbistan’ın Batı ile ilişkilerini güçlendirme çabasını gösteriyor.
REKLAM ALANI
NATO ile ilişkiler ise daha karmaşık. Sırbistan, NATO üyesi olmamasına rağmen, güvenlik alanında iş birliğine açık. Ancak, 1999’daki NATO bombardımanının halk üzerindeki etkisi hâlâ hissediliyor ve bu, Sırbistan’ın NATO’ya tam entegrasyonunu zorlaştırıyor.
Sırbistan, Rusya ile tarihi ve kültürel bağlarını korurken, son dönemde Çin ile ilişkilerini de güçlendirdi. 2025’te Rusya ile bazı silah anlaşmalarını iptal ederek Çin’den silah tedarikine yönelmesi, dikkat çekti. Bu adım, Sırbistan’ın dış politikada bağımsız bir çizgi izlemeye çalıştığını gösteriyor. Ancak, bu durum Rusya ile ilişkilerde gerilime yol açabilir. Vucic, Rusya’yı “hain” olarak tanımlamaktan kaçınsa da, Ukrayna’ya mali destek sözü vermesi, Moskova’da rahatsızlık yarattı.
Türkiye, Sırbistan için önemli bir ortak. Ekonomik yatırımlar, kültürel projeler ve TİKA’nın tarım destek programları, iki ülke arasındaki bağı güçlendiriyor. Vucic, Türkiye’nin Balkanlar’daki istikrar için kilit bir aktör olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Bosna Hersek ve Kosova’daki arabuluculuk çabaları, Sırbistan’ın bölgesel politikalarına da destek sağlıyor.
Sırbistan’ın 7 milyonluk nüfusu, ekonomik kalkınma ve istikrar arayışında. Ancak, yüksek işsizlik oranları ve gençlerin yurt dışına göçü, iç politikada baskı yaratıyor. Ocak 2025’te Belgrad’da on binlerce kişinin katıldığı protestolar, Vucic’in hem Batı hem de Rusya ile ilişkilerdeki denge politikasını eleştirdi. Halk, daha şeffaf bir yönetim ve ekonomik reformlar bekliyor.
Sırbistan’ın bölgesel istikrardaki rolü, önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacak. Kosova ile diyalog sürecinde ilerleme sağlanması, AB üye
lik müzakerelerinin hızlanması ve ekonomik reformlar, Sırbistan’ın bölgesel liderliğini güçlendirebilir. Ancak, Rusya ve Batı arasındaki denge politikası, iç politikadaki çalkantılar ve Kosova gerilimi, bu süreci zorlaştırıyor.

Sırbistan, Balkanlar’da barış ve istikrar için kilit bir ülke olmaya devam ediyor. Peki, Sırbistan bu hassas dengeyi nasıl sürdürecek? Görüşlerinizi bizimle paylaşın!
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ