Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran ile uzun süredir devam eden diplomatik ilişkileri yeni bir boyuta taşıyan önemli bir adım attı. 21 Nisan 2025 tarihinde Putin’in imzaladığı ve Rusya Resmi Belge Sistemi’nde yayımlanan yasayla, Rusya ve İran arasında Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması resmi olarak onaylandı. Bu anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkileri “stratejik ortaklık” seviyesine taşıyarak, hem bölgesel hem de küresel dengelerde önemli bir rol oynamayı hedefliyor.
Anlaşma, 17 Ocak 2025 tarihinde Moskova’da, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile Vladimir Putin arasında imzalanmıştı. Yaklaşık üç yıl süren müzakerelerin ardından hazırlanan bu belge, 47 maddeden oluşuyor ve 20 yıllık bir iş birliğini öngörüyor. Eğer taraflardan biri süre bitiminden önce itirazda bulunmazsa, anlaşma otomatik olarak beş yıl daha uzatılacak. Anlaşma, daha önce 2001 yılında imzalanan ve 2021’de süresi dolan bir önceki iş birliği anlaşmasının güncellenmiş ve genişletilmiş versiyonu olarak dik
kat çekiyor.
Anlaşmanın Kapsamı ve Öne Çıkan Detaylar
Rusya-İran Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması, iki ülke arasında çok yönlü bir iş birliğini hedefliyor. Anlaşma, askeri savunma, terörle mücadele, ekonomi, ticaret, enerji, ulaşım, tarım, kültür, bilim ve teknoloji gibi geniş bir yelpazede iş birliği mekanizmaları içeriyor. Özellikle güvenlik ve savunma alanında, iki ülkenin ortak askeri tatbikatlar düzenlemesi, askeri-teknik iş birliğini artırması ve istihbarat paylaşımını güçlendirmesi planlanıyor. Ancak, İran’ın Moskova Büyükelçisi Kazım Celali’nin vurguladığı üzere, bu anlaşma geleneksel bir askeri ittifak değil; karşılıklı savunma taahhüdü içermiyor. Taraflar, birinin saldırıya uğraması durumunda diğerinin saldırgana destek vermemeyi taahhüt ediyor ve çatışmaları BM Şartı çerçevesinde diplomasi yoluyla çözmeyi amaçlıyor.
Ekonomik iş birliği de anlaşmanın önemli bir ayağını oluşturuyor. İki ülke, ticaretin kolaylaştırılması ve karşılıklı yatırımların teşviki için kapsamlı düzenlemeler getirdi. Putin, anlaşmanın imza töreninde yaptığı konuşmada, Rusya ve İran’ın ticaret hacminin büyük ölçüde yerli para birimleriyle gerçekleştiğini ve ulusal ödeme sistemlerini eşleştirme çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Ayrıca, enerji alanında iş birliği dikkat çekiyor. Putin, Rus gazının İran’a sevkiyatına ilişkin görüşmeler yaptıklarını v
e başlangıçta 2 milyar metreküp hacimle başlayıp 55 milyar metreküpe kadar çıkabilecek bir potansiyel olduğunu ifade etti. Kuzey-Güney koridorunun gelişimi de iki ülke için yeni fırsatlar yaratacak bir proje olarak öne çıkıyor.
Kültürel ve sosyal alanda da önemli adımlar atılıyor. Anlaşma, Moskova’daki İran Kültür Merkezi ve Tahran’daki Rusya Kültür Merkezi’nin faaliyetlerini desteklemeyi, yükseköğretim kurumları arasında iş birliğini teşvik etmeyi ve akademik personel ile öğrenci değişimlerini artırmayı öngörüyor. Ayrıca, çevre sorunları, Hazar Denizi’nin kullanımı, kara para aklama ve organize suçlarla mücadele gibi konularda ortak hareket edilmesi planlanıyor.
Bölgesel ve Küresel Etkiler
Anlaşma, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel dengeleri de etkileyecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Putin, anlaşmayı “çığır açan bir belge” olarak nitelendirerek, bunun sadece Rusya ve İran için değil, tüm Avrasya bölgesi için istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma koşulları yaratacağını vurguladı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise anlaşmanın iki ülke arasındaki iş birliğini derinleştireceğini ve çok kutuplu bir dünyanın inşasına katkı sağlayacağını belirtti.
Rusya ve İran, özellikle ABD’nin yaptırımları karşısında ortak bir duruş sergiliyor. Anlaşma, üçüncü ülkelerin yaptırımlarına katılmama ve tek taraflı zorlayıcı önlemlerden kaçınma taahhüdünü içeriyor. Ayrıca, iki ülke üçüncü taraflardan bağımsız bir ödeme altyapısı oluşturmak için iş birliği yapmayı planlıyor. Bu adım, ABD’nin ekonomik baskılarına karşı bir direnç mekanizması olarak görülüyor.
Sonuç
Rusya ve İran arasındaki Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması, iki ülkenin tarihsel bağlarını daha da güçlendirerek, çok yönlü bir iş birliği için sağlam bir zemin oluşturuyor. Anlaşmanın uygulanabilirliği, tarafların karşılıklı güven ve bölgesel dinamiklere bağlı olacak. Ancak, bu anlaşma, hem ekonomik hem de güvenlik alanında yeni bir dönemin kapılarını aralayarak, uluslararası arenada dikkatle takip edilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor.