“Ruh İzleri” Sofya’da Sanatseverlerle Buluştu

Türk ebru sanatını çağdaş tekniklerle harmanlayan Doç. Dr. Begüm Gücük’ün “Ruh İzleri” başlıklı kişisel sergisi, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Açılışı büyük ilgi gören sergi, 28 Mayıs’a kadar nOva art space sanat galerisinde ziyaret edilebilecek.

Sergide yer alan eserler, sanatçının yalnızca estetik anlayışını değil, aynı zamanda derin bir kişisel geçmişe ve kültürel bağa işaret ediyor. Begüm Gücük’ün, 2005–2010 yılları arasında Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi olarak görev yapan ve kısa süre önce hayatını kaybeden merhum babası Mehmet Gücük’e duyduğu sevgi ve özlem; Sofya ile kurduğu özel bağla birlikte eserlerine ilham kaynağı olmuş.

Açılış törenine sanatçının kıymetli annesi Sayın Nilgün Gücük Hanımefendi, Türk ve Bulgar sanat camiasından temsilciler, diplomatik çevreler ve çok sayıda sanatsever katıldı. Törende, kültür ve sanatın milletlerarası bağ kurma gücüne vurgu yapıldı.

Türkiyenin Sofya Büyükelçisi Mehmet Sait Uyanık yaptığı konuşmasında, “Büyükelçi Gücük’ün kızı Begüm, bugün bir sanatçı olarak bu şehre geri dönüyor. Kuşaklar arasındaki bu duygusal bağ aynı zamanda Türkiye ile Bulgaristan arasındaki kalıcı bağların da bir sembolüdür. Çünkü sanatın kültürler arasında köprüler kuran evrensel bir dil olduğuna inanıyoruz.” dedi.

Doç. Dr. Begüm Gücük, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sofya, benim için yalnızca bir şehir değil; anılarla, hatıralarla ve sevgilerle örülü bir yer. Babamın görev yaptığı yıllarda burada edindiğimiz dostluklar ve deneyimler, bu serginin ruhunu oluşturdu. Ebru sanatını modern yorumlarla harmanlayarak geçmiş ile bugün, Türkiye ile Bulgaristan arasında bir köprü kurmak istedim.”

Etkinliğin gerçekleşmesine katkı sağlayan tüm kurum ve paydaşlara teşekkür eden Gücük ailesi, kültürler arası bu tür sanatsal etkileşimlerin devamının önemine dikkat çekti.

Ebru Sanatının Zamansız Yolculuğu

“Ruh İzleri” sergisi, geleneksel Türk ebru sanatının özünü koruyarak çağdaş bir yorumla izleyici karşısına çıkıyor. Eserlerde kullanılan renkler, desenler ve formlar; izleyiciyi hem bireysel bir iç yolculuğa hem de iki komşu ülke arasında sembolik bir köprüye davet ediyor.