Murat, Hak Arama Mücadelemizi Uluslararası Boyuta Taşıyacağız

Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin 9 Temmuz 2025 tarihli ve BZSB Sayı 7/2025 sayılı kararı, Türk toplumunun yürütme erkinde sistemik ayrımcılığa maruz kaldığı iddiasıyla Milletvekili Salih Murat’ın Halk Savunucusu aracılığıyla yaptığı başvuruyu reddetti.
Bu karar, ülkede yaşayan Türk toplumunun hak ve eşitlik mücadelesinde önemli bir tartışma yaratırken, adalet ve hukuk devleti ilkeleri bağlamında ciddi eleştirilere yol açtı.
Kararın Arka Planı ve İddialar
Konuyla ilgili bugün Mecliste bir basın toplantısı düzenleyen Milletvekili Salih Murat, Kuzey Makedonya’daki Türk toplumunun, nüfusun % 3,86’sını oluşturmasına rağmen, yürütme erkindeki 64 üst düzey pozisyonun tamamından dışlandığını belirtti.
Buna karşılık, nüfusun % 3,83’ünü oluşturan daha küçük etnik toplulukların hükümette başbakan yardımcılığı, bakanlık, iki bakan yardımcılığı ve bir devlet sekreterliği gibi beş üst düzey pozisyonda temsil edildiğini vurguladı. Bu durumun sistemik ayrımcılık teşkil ettiğini savunan Murat, Anayasa’nın 110. maddesi 3. fıkrasında belirtilen “ulusal aidiyet temelinde ayrımcılık yasağı”nın ihlal edildiğini öne sürerek Halk Savunucusu’na başvurdu.
Halk Savunucusu, Murat’ın girişimini kabul ederek Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Ancak Mahkeme, başvuruyu, yetkisinin yalnızca bireysel hakların korunmasıyla sınırlı olduğu ve “grup korunması” için yetkili olmadığı gerekçesiyle reddetti. Mahkeme’nin bu formalist yorumu, sistemik ayrımcılığın doğasının yanlış anlaşıldığı eleştirilerine neden oldu.
Eleştiriler ve Hukuki Tartışmalar
Murat, Mahkeme’nin kararını “yargı tarihinin en sorunlu kararlarından biri” olarak nitelendirerek, kararın Anayasa’nın ruhuna ve uluslararası insan hakları standartlarına aykırı olduğunu savundu. Özellikle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Sejdić ve Finci’ye karşı Bosna-Hersek ve D.H. ve diğerlerine karşı Çek Cumhuriyeti kararlarında, etnik toplulukların sistemik dışlanmasının ayrımcılık yasağını ihlal ettiği yönündeki içtihatlarını görmezden geldiğini belirtti. Murat, Anayasa’nın “ulusal aidiyet” temelinde ayrımcılık yasağının kolektif bir hak olarak yorumlanması gerektiğini, zira sistemik ayrımcılığın bireylerden ziyade toplulukları etkilediğini vurguladı.
Ayrıca, Mahkeme’nin bu kararıyla sistemde bir hukuki boşluk yarattığını ifade eden Murat, “Eğer Anayasa Mahkemesi sistemik ayrımcılıktan koruma konusunda yetkili değilse ve Halk Savunucusu’nun sadece beyansal yetkileri varsa, toplulukları sistemik ayrımcılıktan kim korur?” sorusunu yöneltti. Bu durumun, yalnızca Türk toplumu için değil, Kuzey Makedonya’nın demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri için de bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi Üyesi Fatmir Skender’den karara “muhalefet şerhi”
Karara karşı çıkan Hakim Fatmir Skender, karşı oy yazısında Anayasa’nın ayrımcılık yasağının çoğul formda da yorumlanabileceğini ve Türk toplumunun her zaman devletin kurucu unsurlarından biri olduğunu savundu. Skender’in bu görüşü, kararın hukuki temellerinin zayıf olduğunu ve Mahkeme’nin anayasal hakları koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ortaya koydu.
Murat’ın Eylem Planı ve Çağrıları
Milletvekili Salih Murat, kararın hukuken temelsiz ve hukuk devletine zararlı olduğunu belirterek, mücadelesine devam edeceğini açıkladı. Şu adımları atacağını duyurdu:
1. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Başvuru: Murat, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde garanti edilen temel hakların ihlal edildiği iddiasıyla AİHM’e detaylı bir başvuru hazırlıyor.
2. Uluslararası Kuruluşları Bilgilendirme: Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi, AGİT, Venedik Komisyonu ve ilgili sivil toplum kuruluşlarına durumu bildirecek.
3. Anayasa Mahkemesi’ne Özel Rapor Talebi: Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, sistemik ayrımcılık sorununu ele almak için özel bir rapor hazırlanmasını talep edecek.
Murat, hükümeti, özellikle Başbakan Hristiyan Mickoski’yi, adil temsil için somut önlemler almaya çağırdı. Ayrıca, siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, hukukçuları, aydınları ve medyayı, ayrımcılığı yasal hale getiren bu yaklaşıma karşı tavır almaya davet etti. Uluslararası toplumu da Kuzey Makedonya’nın Avrupa Birliği üyelik hedefleri bağlamında bu davayı izlemeye çağırdı.
Türk Toplumunun Durumu ve Demokrasi Testi
Murat, Türk toplumunun beş asırdan fazla süredir Kuzey Makedonya’da yaşadığını, devletin inşasına katkıda bulunduğunu ve diğer vatandaşlarla eşit haklara sahip olduğunu vurguladı. Ancak, mevcut durumda Türk toplumunun “ikinci sınıf vatandaş” muamelesi gördüğünü ifade ederek, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. Bu kararın, yalnızca Türk toplumu için değil, Kuzey Makedonya’nın demokrasi ve Avrupa değerleri açısından da bir test olduğunu söyledi.
Murat, “Adalet bazen yavaş gelir, ama mutlaka gelir” diyerek, eşitlik ve adalet için kararlılığını vurguladı. Bu süreci, Kuzey Makedonya’nın hukuk devleti ve demokratik değerlere bağlılığını sınayan bir dönüm noktası olarak değerlendirdi.
Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!