Milletvekili Murat, Hükümetin 1 yılını değerlendirdi

Makedonya Türkleri Hak ve Demokrasi Hareketi’nin Avrupa Cephesi’nden seçilen milletvekili Salih Murat, hükümetin bir yılını değerlendirdi.

Milletvekili Salih Murat, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti’nin bir yıllık icraatlarını bugün Avrupa Cephesi İttifakı olarak bir basın toplantısıyla ele aldık.

Hükümetin bu zamana kadar izlediği politikalar, ülkedeki toplumsal birlikteliği olumsuz etkilemiş ve kutuplaşmayı derinleştirmiştir. Çokkültürlü yapının korunması yerine, homojen bir toplum anlayışına yönelik politikaların benimsendiği gözlemlenmiştir. Bu durum, farklı topluluklar arasındaki ilişkilerde gerginlik yaratmış ve toplumsal entegrasyonu zorlaştırmıştır.

Ekonomi Yönetimi: Mali disiplinin korunamaması ve sürdürülebilir olmayan borçlanma politikaları, yüksek faiz oranlarının ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesi, teşvik politikalarının yetersizliği, hukukun üstünlüğü ve hukuki güvencenin sarsılması nedeniyle yabancı yatırımların azalmasına vesile olmuştur.

Sektörel Politikalar: Tarım, turizm, imar, kültür, spor ve diğer sektörel politikalarda hedeflenen başarının elde edilememesi, nitelikli elemanların ve beyin kadronun göçünü önleyememiş, tersine bu göçleri hızlandırmıştır.

Sosyal Politikalar: Sağlık ve sosyal politikalar alanında beklenen reformların gerçekleştirilememesi, vatandaşların yaşam kalitesini olumsuz etkilemiştir.

Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler: Hükümetin dış politika yaklaşımında tutarsızlıklar ve taraflı davranışlar gözlemlenmiş, komşularla uyumsuz politikalar izlenmiştir. Bu durum ülkenin uluslararası güvenilirliğini sorgulanır hale getirmiştir. Özellikle Avrupa entegrasyonu sürecinde yaşanan aksaklıklar dikkat çekmektedir.

Türk Toplumuna Yönelik Politikaların Değerlendirmesi:

Eğitim Alanındaki Sorunlar: Türkçe eğitim hizmetlerinde yapısal problemlerin çözümü konusunda somut adımların atılmadığı açıkça görülmektedir. Ana dilde eğitim hakkının etkin bir şekilde kullanımı engellenmektedir.

Adil Temsil ve İstihdam Adaletsizliği: Kamu sektöründe Türklerin adil temsilinin sağlanması konusunda gerileme yaşanmıştır. Atama ve seçim süreçlerinde sistematik dışlama politikalarının uygulandığı gözlemlenmiştir. Hükümette, bakanlıklarda, müdürlüklerde, 500’e yakın seçilen ve atanan kişi arasında ve kamuda istihdamda hiçbir Türk’e yer verilmemiştir.

Dil Hakları: Türkçenin yerel yönetimlerde resmi dil statüsünün geliştirilmesi konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bu durum, Ohrid Anlaşması’nın ruhuna aykırı bir yaklaşım sergilemektedir.

Kültürel Haklar: Türk toplumunun kültürel mirasının korunması ve geliştirilmesi konusunda gerekli hassasiyet gösterilmemiştir. Dini yapıların amacı dışında kullanımına izin verilmesi, toplumsal değerlere saygısızlık olarak değerlendirilmelidir.

Altyapı Hizmetleri: Türk nüfusun yoğun olduğu yerleşim birimlerinde temel altyapı hizmetleri (su, kanalizasyon, ulaşım) konusunda sistematik ihmal politikası uygulanmıştır.

Kurumsal Performans: İlgili bakanlıkların (Maliye, Topluluklar, Kültür, Eğitim) Türk toplumunun taleplerine yönelik yaklaşımı, kurumsal etkinlik açısından yetersiz kalmış, neredeyse hiç görünür olmamıştır. Bu durum, devletin vatandaşlık hakları konusundaki sorumluluğunu yerine getirmediğini göstermektedir.

Hükümet, tüm toplumsal alanlarda sergilediği beceriksizlikler nedeniyle vatandaşların güvenini kaybetmiştir. Seçim öncesinde verilen sözlerin tutulmaması ve hükümet programında yer alan vaatlerin yerine getirilmemesi, yönetimde ciddi bir kredibilite sorunu yaratmıştır.

Bu tablonun ortaya çıkardığı gerçek, mevcut hükümetin artık yönetme kapasitesini kaybettiğidir. Özellikle çokkültürlü toplum yapısına yönelik ehliyetsizlik ve güvensizlik, demokratik yönetimin temel ilkelerini zedelemektedir.

Sonuç olarak,

Bir yıllık süreç analiz edildiğinde, hükümetin hem genel politikalarda hem de Türk toplumuna yönelik uygulamalarda başarısız olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Bu durum, demokratik yönetim ilkeleri ve çokkültürlü toplum yapısının gerekleri açısından kabul edilemez bir durum oluşturmaktadır.

Mevcut koşullarda, Başbakan’ın verdiği sözleri yerine getiremediği ve hükümet programındaki vaatleri gerçekleştiremediği için istifa etmesi gerekmektedir. Beceriksiz, ehliyetsiz ve güvensiz olan bu hükümetin istifa ederek erken seçime gidilmesi, ülkenin demokratik geleceği için kritik önem taşımaktadır.

Toplumsal barışın yeniden tesis edilmesi, ekonomik istikrarın sağlanması ve tüm toplulukların, bilhassa Türklerin eşit vatandaşlık haklarından yararlanabilmesi için yeni bir yönetim anlayışına acil ihtiyaç bulunmaktadır.”