REKLAM ALANI

İsrail-İran Savaşı: İsfahan Nükleer Tesisi Saldırısı ve Son Durum

İsrail-İran Savaşı: İsfahan Nükleer Tesisi Saldırısı ve Son Durum
REKLAM ALANI

israilİsrail-İran Savaşı: İsfahan Nükleer Tesisi Saldırısı ve Son Durum

21 Haziran 2025 itibarıyla, İsrail’in İran’ın İsfahan kentindeki nükleer tesisine yönelik saldırısı, Orta Doğu’daki gerilimi yeniden tırmandırdı. İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı’na göre, İsrail savaş uçakları sabah saatlerinde İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi’ni hedef aldı. Bu tesis, İran’ın en büyük nükleer araştırma komplekslerinden biri olarak biliniyor ve uranyum dönüşüm faaliyetleri yürütüyor. Saldırı, 13 Haziran 2025’te başlayan İsrail-İran çatışmasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. İşte son durum, nükleer sızıntı riski ve bölgedeki gelişmelerle ilgili detaylı bir analiz:
Saldırının Detayları

İran medyası, İsrail’in İsfahan’daki nükleer tesise hava saldırısı düzenlediğini doğruladı. Yetkililer, saldırının tesisin altyapısına zarar verdiğini ancak can kaybı olmadığını bildirdi. İranlı yetkililer, tesisin güvenliğinin sağlandığını ve herhangi bir radyoaktif ya da tehlikeli madde sızıntısının yaşanmadığını vurguladı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) da İsfahan tesisinde yapılan ilk incelemelerde radyasyon seviyelerinde artış tespit edilmediğini açıkladı.

Saldırı, İsrail’in İran’ın nükleer programını hedef alan daha geniş bir operasyonun parçası. İsrail, 13 Haziran’dan bu yana Natanz, Arak ve Fordo gibi diğer nükleer tesislere de saldırılar düzenledi. İsfahan’daki son saldırı, İsrail’in “Yükselen Aslan Harekatı” adlı operasyonunun devamı olarak görülüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu operasyonun İran’ın nükleer silah geliştirme kapasitesini engellemeyi amaçladığını belirtti.

İranlı yetkililerin ve IAEA’nın açıklamalarına göre, İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi’nde nükleer sızıntı tespit edilmedi. Tesiste uranyum dönüşüm faaliyetleri yürütülse de, saldırı sonrası yapılan kontrollerde çevrede veya tesis dışında radyoaktif kirlilik bulunmadı. Ancak, uzmanlar, nükleer tesislere yönelik bu tür saldırıların potansiyel riskler taşıdığı konusunda uyarıyor. IAEA Başkanı Rafael Grossi, nükleer tesislerin hedef alınmasının bölgesel ve küresel güvenlik için ciddi tehditler oluşturabileceğini belirtti.

REKLAM ALANI

İsfahan tesisi, Natanz gibi yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme yapan bir tesis değil; daha çok araştırma ve uranyum dönüşümüne odaklanıyor. Bu nedenle, saldırıların nükleer sızıntı yaratma ihtimali Natanz’a kıyasla daha düşük. Ancak, tesisin altyapısına verilen hasarın uzun vadeli etkileri henüz netleşmedi. Grossi, tesis içindeki bazı binaların (uranyum dönüştürme ve yakıt plaka üretim birimleri) hasar gördüğünü doğruladı, ancak bu hasarın çevresel bir felakete yol açacak boyutta olmadığını ifade etti.

Bölgedeki Karşılıklı Saldırılar

İsfahan saldırısı, İsrail ve İran arasındaki karşılıklı misillemelerin bir parçası. İran, İsrail’in saldırısına yanıt olarak Tel Aviv, Hayfa ve Negev gibi bölgelere balistik füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları düzenledi. İsrail ordusu, son 24 saatte İran’dan gönderilen 15 İHA’yı etkisiz hale getirdiğini açıkladı. İran medyasına göre, İsrail’in İsfahan saldırısının ardından İran, Kum’daki Salariye Mahallesi’ne düzenlenen bir başka İsrail saldırısında 16 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail, İran’ın füze bataryalarının üçte birini imha ettiğini iddia ederken, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, İsrail’in saldırıları devam ederse daha sert yanıt vereceklerini söyledi. Bölgedeki gerilim, sivil kayıpların artmasıyla daha da yoğunlaştı. İran, İsrail saldırılarının 639 kişinin ölümüne neden olduğunu, bu kişiler arasında üst düzey askeri yetkililer ve nükleer bilim insanlarının da bulunduğunu belirtti.

Nükleer sızıntı riski şu an için düşük görünse de, nükleer tesislerin hedef alınması küresel endişeleri artırıyor. Uzmanlar, bu tür saldırıların yanlışlıkla bir nükleer felakete yol açabileceğini vurguluyor. Grossi, nükleer tesislere yönelik askeri eylemlerin “İran halkı, bölge ve ötesinde ciddi sonuçlar doğurma riski taşıdığını” yineledi.

Bölgedeki çatışmalar, enerji arzı ve küresel piyasalar üzerinde de baskı yaratıyor. İsrail’in İran’ın doğal gaz sahalarını ve petrol tesislerini hedef alması, enerji fiyatlarında dalgalanmalara neden oldu. Ayrıca, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi, küresel enerji ticaretini riske atabilir.

Türkiye, çatışmaların yayılmasından endişe duyuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in nükleer silahlarının denetlenmesi gerektiğini belirtirken, nükleer müzakerelere dönülmesi çağrısı yaptı. Türkiye, olası bir nükleer sızıntının bölge ülkeleri için yaratacağı riskler nedeniyle gelişmeleri yakından takip ediyor. İsfahan tesisinin Türkiye’ye uzaklığı (yaklaşık 1.500 km) nedeniyle doğrudan bir sızıntı riski düşük, ancak uzun vadeli çevresel etkiler göz ardı edilmemeli.

Sonuç
İsrail’in İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi’ne düzenlediği saldırı, İran’ın nükleer programına darbe vurmayı hedeflese de, şu an için nükleer sızıntı riski bulunmuyor. İran ve IAEA’nın açıklamaları, tesisin çevresinde radyasyon seviyelerinin normal olduğunu gösteriyor. Ancak, nükleer tesislerin savaş hedefi haline gelmesi, bölgesel ve küresel güvenliği tehdit ediyor. Karşılıklı saldırılar devam ederken, diplomasi ve ateşkes çağrıları sonuçsuz kalıyor. Orta Doğu’daki bu çatışma, hem insani hem de ekonomik açıdan daha büyük bir krize dönüşme potansiyeli taşıyor.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ