Bir Gençlik, Bir Gençlik | TIME-BALKAN

“Bir Gençlik, bir gençlik, bir gençlik…
‘Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!’ şuurunda bir gençlik…”
diye başlar Üstad Necip Fazıl Kısakürek, Gençliğe Hitabe’sinde.
Gençlik, toplumların geleceği; medeniyetlerin ise varlık sebebidir. Tarih sahnesine baktığımızda, bütün büyük devrimlerin, dönüşümlerin ve dirilişlerin merkezinde hep gençliğin olduğunu görürüz.
Geçtiğimiz hafta sonu, tüm zamanımı Köprü Gençlik Okulu gençleriyle geçirme fırsatım oldu. Cumartesi günü geleneksel pikniğimizi, Pazar günü ise Manastır ve Ohri gezimizi gerçekleştirdik. Yaklaşık yüz liseli ve üniversiteli gençle, atalarımızın izlerini taşıyan eserleri ziyaret ettik; hem tarihî hem de manevî yönleriyle bu mirası paylaşmak, onların zihin ve şuur dünyalarına dokunmak gerçekten büyük bir mutluluktu.
Zaman zaman Köprü Derneği’nde gençlerle buluşup sohbet etme fırsatımız oluyor. Ancak dolu dolu geçen bu iki gün, hem onlar hem de benim açımdan son derece verimliydi. Yaş itibarıyla “gençliğimizin ihtiyarlığında, ihtiyarlığımızın gençliğinde” olduğumuz bu dönemde, tecrübelerimizi onlarla paylaşmak bizlere de ayrı bir moral ve motivasyon sağlıyor.
Köprü’nün kuruluşunda büyük emeği olan Hayati Yavuzer Hocamız derdi ki:
“Gençlerle geçirdiğim zamanı ibadetten sayıyorum.”
Biz o zamanlar gençtik, bu sözün manasını tam idrak edemezdik. Şimdi ise gençlerle vakit geçirmenin ne kadar kıymetli olduğunu bizzat yaşıyoruz.
Bugünün gençliğinden, yani Z kuşağından bahsedilirken genellikle olumsuz ifadeler kullanılıyor. Oysa bu yargının temelinde, onlarla gerçek bir diyalog eksikliği yatıyor. Gençlerle samimi bir muhabbet kurduğunuzda, onların gönül dünyasındaki derinliği, zekâyı, samimiyeti ve muhabbeti görmek mümkün.
Yaklaşık on yıldır YTB’nin Balkan Gençlik Okulu projesi kapsamında yürüttüğümüz Köprü Gençlik Okulu çalışması, derneğimizin en öncelikli faaliyetlerinden biri haline geldi. Makedonya gibi nüfus olarak az olduğumuz bir ülkede kimlik ve aidiyet bilincini koruma çabamız, gençlerle kurduğumuz güçlü bağ sayesinde daha anlamlı bir hal alıyor.
Bu gençler, yarının Üsküp’ünün ve Makedonya’sının siyasetçileri, bürokratları, akademisyenleri, sanatçıları, tüccarları ve sporcuları olacak.
Bütün olumsuzluklara rağmen onların enerjisini, potansiyelini ve gözlerindeki ışığı görmek bizlere manevi bir huzur veriyor. Hele ki teknolojinin insanı yalnızlaştırdığı, ilişkileri sanallaştırdığı bu çağda, gençlerle yüz yüze zaman geçirmek büyük bir nimet.
Onlarla derin bir sohbet ettiğinizde, ne kadar temiz kalpli, ne kadar yetenekli bireyler olduklarını fark ediyorsunuz. Tecrübem şunu gösteriyor: Onlara biraz ilgi, biraz anlayış ve samimi bir dokunuş bile kişiliklerinde ve hayata bakışlarında ciddi bir fark yaratıyor.
Bu çalışmaları basit bir dernek faaliyeti olarak görmemek gerekir. Özellikle Makedonya gibi yozlaşma tuzaklarının bol olduğu bir ülkede, bu tür etkinliklere katılan her genç hem kendisi hem ailesi hem de toplumumuz için büyük bir kazanımdır.
Biz onların her biriyle gurur duyuyoruz. Küçük yaramazlıkları, ufak taşkınlıkları olsa da her biri bizim için kıymetli birer emanettir. On yıldır yüzlerce gençle muhabbet etmek, dertleşmek, gülmek ve düşünmek, hayatımın en değerli anları arasında yer alıyor.
Allah hepsinin bahtını güzel eylesin.
Yazımı yine Üstad Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabe’sinden bir bölümle tamamlamak istiyorum:
“Kim var!” diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan, fert fert ‘ben varım!’ cevabını verecek; her ferdi, ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur’ duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatacak bir gençlik…”
Haftaya yeniden görüşmek dileğiyle, hoşça kalın.
15 Ekim 2025, Hüsrev Emin, TIMEBALKAN
Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.