Ayten Hoca: “Sevgi, saygı, hoşgörü ve fedakârlık gibi nitelikler öğretmenlik mesleğinin özüdür”

Çocukluk hayallerinden birini gerçekleştirip, hayalini kurduğu mesleği seçerek, uzun yıllar görevini layıkıyla yerine getiren ve kısa bir zaman önce emekliye ayrılan öğretmen Ayten Hoca, bugünlerde emeklilik günlerinin tadını çıkarıyor.

40 yıldır bu mesleğin içinde olarak, sayısızca öğrenci yetiştirdi, onların eğitim alanındaki ilk adımlarını doğru ve başarılı bir şekilde atmalarına yardımcı oldu. En sonunda ise geriye birçok güzel anı bırakarak sevdiği mesleğinden emekli oldu.

Öğretmenlerin, yarının mimarları olduğunu söyleyen Ayten Hoca, bizlere bu mesleğe nasıl adım attığını, nasıl bir dönem geçirdiğini anlattı.

Öncelikle okurlarımıza kendini tanıtarak söze başlayan öğretmenimiz, “Ben Ayten Hoca. 23 Şubat 1963 tarihinde Üsküp’te doğdum. Evli, iki kız, bir erkek, üç çocuk annesiyim. Kızlarım ve oğlumdan 5 tatlı torunum var.

Ana okulumu o zamanki “Bratstvo Edinstvo”da, ilkokulumu “Tefeyyüz” ilkokulunda, liseyi ise “Tsvetan Dimov” lisesinde tamamladım.

Pedagoji Akademisinden sınıf öğretmeni olarak mezun oldum. Sınıf öğretmenliğinin dışında, şartlar gereğiyle Türk dili ve ana okul öğretmenliği bölümünü bitirerek üç diploma sahibi oldum” sözlerini dile getirdi.

“Bu mesleği seçtiğime pişman değilim”

“Daha küçük yaştan öğretmenlik mesleğine aşıktım” diyen Ayten Hoca, “Tebeşir ve tahtam vardı, orayı hep karalardım, hatta benden küçük kardeşimle öğretmencilik oynardık, ben öğretmen, kardeşim ise öğrencim olurdu. O yüzden bu mesleği seve seve seçtim, seçtiğime de pişman değilim.

İlk 20 yılımı “Fidani” anaokulunda, ana okulu öğretmeni olarak bütünledim. İkinci 20 yılımı da “Hasan Priştina” ilkokulunda sınıf öğretmeni olarak tamamladım. Yani bu okuldan emekliye ayrıldım” dedi.

“Önce öğrencilerimin ikinci annesi oldum, sonra öğretmenleri”

Öğrencileriyle unutulmaz birçok anı yaşadığını anlatan Hoca, “Öğrencilerimle 40 yıl boyunca unutulmaz anılar yaşadık. Bazan güldük, sevindik, kutladık, bazan ağladık, sorunları anlaşarak çözdük.

Öğretmenlik mesleği kutsal bir meslektir, ne ekersen onu biçersin. İster terbiye açısından, ister bilgi, eğitim açısından, çocuklara nasıl bir temel inşa edeceğin çok önemli. Bu kuralları devamlı uygulamaya çalıştım ve 40 yıl boyunca başarılı oldum.

Öncelikle öğrencilerimin ikinci annesi oldum, sonra da öğretmenleri. Bütün sorunları beraberce çözdük” diye ifade etti.

“Öğretmen sevgisi, öğrencilerin öğretmenlerine duyduğu saygı, minnettarlık ve takdiri ifade eder”

Bir öğretmenin, sevecen, anlayışlı, esprili, yüksek başarı beklentisi olan, cesaretlendirici ve destekleyici olma gibi özellikleri taşıyan biri olması gerektiğini savunan öğretmen Ayten Hoca, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Öğretmen sevgisi, öğrencilerin öğretmenlerine duyduğu saygı, minnettarlık ve takdiri ifade eder. Bu sevgi, öğrencinin öğretmenine olan bağlılığı ve eğitim sürecine olan katılımını etkiler.

Tabii ki mesleğim boyunca zorluklarla da karşılaştım, en önemli seviye çocukların okula adapte olmasıydı. Kimi ağladı, kimi güldü ama bütün sorunların üstesinden geldik.

40 yıl boyunca eğitim-öğrenim plan programları değişiyordu ve o plan-programa göre çalışmam gerekiyordu, yine de bazan kendi metodlarımı kullanarak başarı elde ediyordum. Çünkü öğretmen; hem öğretmen, hem pedagog, hem psikolog, hem eğitimci, hem de çocuklara çok yakın olmalıdır ancak o şekilde onların okuma iştahını arttırır.”

“Öğretmenler, yarının mimarlarıdır”

Bugünlerde emeklilik günlerine alışmaya çalışan Ayten Hoca, öğrencilerini özlediğini söyleyerek, “Öğrencilerimden ayrıldığıma üzgünüm, onları şimdiden özlüyorum, arada ziyaret ediyorum. Diğer yandan, sağlıklı ve mutlu bir emekliye ayrıldığıma seviniyorum.

Emeklilik yıllarımı ailemle geçirmeyi, torunlarımla beraber olmayı arzuluyorum” dedi ve genç meslektaşlarına birkaç tavsiyede bulundu:

“Genç meslektaşlarıma tavsiyem; sevgi, saygı, hoşgörü ve fedakarlık gibi nitelikler bu mesleğin özüdür ve bu yolda başarılı yürümelerini dilerim.

 “Bir öğretmen, sonsuzluğa dokunan bir kalemdir.”

“Öğretmen, kalemiyle değil kalbiyle yazan kişidir.”

“Öğretmenler, yarının mimarlarıdır.”

“Eğitimin kahramanları, bilgiyi aydınlatan öğretmenlerdir.”

“Öğretmenlik, geleceği inşa eden kutsal bir meslektir.”