Türk Demokratik Partisi, 11. Olağan Kurultayını Üsküp’te Yapıyor

Saygıdeğer dava arkadaşlarım,

Yurt içinden ve yurt dışından gelen çok kıymetli konuklar,

Saygıdeğer delegeler,

Değerli basın mensupları,

Hanımefendiler ve beyefendiler,

Bugün burada, Kuzey Makedonya Türklerinin siyasal mücadelesinde müstesna bir yeri olan Türk Demokratik Partimizin 11. Olağan Seçimli Kongresi vesilesiyle sizlerle birlikte olmaktan büyük onur ve gururduyuyorum. Kongremizin, partimiz, camiamız ve tüm Türk milleti için hayırlı olmasını diliyorum.

Bugün kürsüye, iki dönem boyunca büyük bir inançla yürüttüğüm Genel Başkanlık görevimi teslim etme kararlılığıyla, başım dik, alnım açık bir şekilde çıkıyorum. Bu kürsü, yalnızca bir siyasi görev alanı değil; aynı zamanda Türk kimliğinin, onurunun ve iradesinin temsil makamıdır. O yüzden bu görevin ağırlığını da, verdiği gururu da her an yüreğimde taşıdım.

Görevde bulunduğum süre zarfında, aldığımız hiçbir kararı kişisel irademe dayanarak almadım. Her zaman parti kurullarımızla istişare ettim, Teşkilatlarımızı dinledim ve halkımızın sesine kulak verdim. Biz, halktan kopmadık; halkla yürüdük! Çünkü bu partiyi ayakta tutan şey, sadece bir tüzük değil; yüreklerde yanan büyük bir dava ateşidir.

Partimizin misyonunu, Kuzey Makedonya Türklerinin sesini en gür biçimde duyurmak olarak gördüm. Bu anlayışla, Meclis’te, kurumlarda ve sokakta halkımızı en doğru şekilde temsil etmeye gayret ettik. Elbette eksiklerimiz oldu ama samimiyetsizliğimiz asla olmadı.

Bu dönemde sadece iç siyasette değil, uluslararası düzlemde de önemli dostluklar kurduk. Kosova’daki kardeşlerimizle omuz omuza durduk, Bulgaristan Türkleriyle gönül bağımızı güçlendirdik, Batı Trakya’daki kardeşlerimizle dayanışma içinde olduk. Azerbaycan’la ilişkilerimizi güçlendirdik. Her daim Anavatanımız Türkiye ile olan bağlarımızı diri tuttuk, onun desteğini arkamızda hissettik. Bu bizim için yalnızca bir dış ilişkiler meselesi değil, bir gönül meselesidir.

İç siyasette eğilip bükülmedik. Küçük hesapların peşinden gitmedik. Çünkü şunun farkındaydık: Bizim siyasal duruşumuz sadece partimizin değil, tüm Türk toplumunun nasıl anılacağını da belirleyecekti. Omurgalı durduk, ilkesizliğe prim vermedik.

Kardeşlikten yana olduk. Kimseyle küs kalmadık. Bilakis barışmak için elimizi hep uzattık. Ettiğimiz sözlere dikkat ettik; kırmamaya, dökmemeye çalıştık. Yalan söylemedik! Siyasi çıkarlar uğruna da kimseyi aldatmadık! Çünkü biz, siyaseti bir husumet değil, bir hizmet yolu olarak gördük. Bu parti sadece bir siyasi yapı değildir. Bu parti bir dava ocağıdır. Bu ocağın harcında birlik, kardeşlik ve vefa vardır.

Ancak, son dönemde yaşadığımız bazı gelişmeler, şahsen beni ziyadesiyle düşündürmüştür. Vefa duygusunun zaman zaman zayıfladığına, yol arkadaşlığının yeterince kıymet görmediğine üzülerek şahit oldum. Bu duygu kırıklığını bir serzeniş olarak değil, samimi bir hatırlatma olarak ifade ediyorum.

Unutmayalım ki biz, bir arada yürümeyi öğrenemezsek, birlikte var olamayız. Birbirimizi dışlayarak değil; kucaklayarak güçlenebiliriz. Toplumumuzun içinde gerçek anlamda bir barışı ve dayanışmayı sağlamak istiyorsak, önce birbirimize yeniden güvenmeyi öğrenmeliyiz.

Bu kongre, sadece bir nöbet değişimi değil; aynı zamanda helalleşmenin, kucaklaşmanın da vesilesi olmalıdır. Ne kırgınlık taşıyalım, ne dargınlık büyütelim. Bu dava hepimizin, bu ocak hepimizindir.

Bu vesileyle, bugüne kadar birlikte çalıştığımız yol arkadaşlarımın büyük bir kısmına, emeği geçen her dava neferimize en içten dileklerimle yürekten teşekkür ediyorum. Kalbimde yer eden dostluklara minnettarım. Kongre delegelerimizi saygıyla selamlıyor, partimizin seçilecek yeni yönetimine başarılar diliyorum.

Şunu da özellikle ifade etmek isterim ki, bu kurultayla birlikte Genel Başkanlık görevim nihayetleniyor olabilir; ancak bu davadaki yürüyüşüm asla sona ermiyor. Meclis’teki görevime, Türk Demokratik Partisi’nin seçilmiş bir milletvekili olarak, partimizin politikalarına katkı sunmaya ve halkımızın sesi olmaya aynı kararlılıkla devam edeceğim. Bu çatı, benim için sadece bir görev alanı değil; bir inanç, bir sadakat ve bir aidiyet meselesidir. Türk Demokratik Partisi’nin bir kolonu olarak dimdik ayakta durmaya devam edeceğim.

Yaşasın Türk Demokratik Partisi,

Yaşasın Kuzey Makedonya Türklerinin birliği,

Yaşasın kardeşlik ve dava ruhu!

Kalın sağlıcakla.