REKLAM ALANI

TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ, “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” HEDEFİ DOĞRULTUSUNDA MECLİS’TE KURULAN KOMİSYONUN İLK TOPLANTISINDA KONUŞTU

TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ, “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” HEDEFİ DOĞRULTUSUNDA MECLİS’TE KURULAN KOMİSYONUN İLK TOPLANTISINDA KONUŞTU
REKLAM ALANI

“Terörsüz Türkiye” süreci kapsamında Meclis’te kurulan komisyon, TBMM Başkanı Kurtulmuş’un başkanlığında ilk toplantısına başladı.

REKLAM ALANI

TBMM Tören Salonu’ndaki komisyon toplantısının açılışında konuşan Kurtulmuş, sözlerine, “Sayın milletvekilleri, komisyonumuzun birinci toplantısını açıyorum. Hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.” diyerek başladı. 

“Milletlerin tarihinde öyle anlar vardır ki yalnız o günü o anı değil, milletlerin yarınlarını da şekillendirir. Bugün de öylesi günlerden birindeyiz.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, yarım asırdır milletin başına bela olmuş terör illetinden kurtulmak için tarihi bir dönüm noktasına gelindiğinin müşahede edildiğini belirtti.

Kurtulmuş, “Milletimiz geçmişte en zorlu dönemlerde nasıl birlik içerisinde kenetlenerek hareket ettiyse, bugün de aynı inanç, kararlılık ve dayanışmayla bu sorunu çözecektir. Bu toplantı, yalnızca komisyonumuzun çalışmalarının başlangıcı değil, aynı zamanda aziz milletimizin geleceğe dair umutlarının yeşermesinin de başlangıcıdır.” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada toplanmış olan komisyon, sıradan bir heyet değil, yarınlarımızı onarma cesareti ve toplumsal bütünleşmeyi pekiştirme iradesi gösteren tarihi bir heyettir. Bu salonda milletin iradesini temsilen yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Bu komisyon, millet adına çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi, üzerinde uzlaşılan teklif ve tavsiyelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iletilmesi ve bahse konu süreçlere millet adına vaziyet etmek için vardır.

Komisyonumuz, on yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin de yansımasıdır. Burada asli meselemiz, hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir. Meclisin halkın sesi olmanın yanında, toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adresi olduğunu hatırlatma iradesidir. Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil; cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır. Çünkü örgütün kendini feshederek, silahların tamamen susturulmasıyla başlayan süreç, herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil, doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir. Meclis komisyonunun da kıymeti tam buradadır.”

– “Terör eylemlerinin ülkemize yaşattığı karanlık yıllar her bir yurttaşımızın ortak kaybıdır, ortak acısıdır”

Komisyonun, toplumun manevi dokusunu tahkim etmeye, kardeşliği kalıcılaştırmaya ve farklılıkları zenginlik olarak kabul edip, ortak yaşamı güçlendirmeye dönük bir çağrı olduğunu belirten Kurtulmuş, esasında milletin arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının, toplumun asırlar boyunca en önemli toplumsal yapı taşı olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, küresel emperyalizmin böl, parçala, yönet politikalarının kirli aracı olarak kullanılan terör aparatları vasıtasıyla milletin içine suni şekilde sokulmaya çalışılan ayrılık fitnesine milletin hiçbir zaman itibar etmediğini söyleyerek, “Terör eylemlerinin ülkemize yaşattığı karanlık yıllar her bir yurttaşımızın ortak kaybıdır, ortak acısıdır. Terör bu topraklarda uzun yıllar boyunca sadece canlarımızı almadı, emeğimizi, umudumuzu ve ortak hayalimizi de çaldı.” dedi.

Cumhuriyetin yüz yıllık tarihinin yaklaşık 50 yılında enerjiyi içerideki karanlıkla boğuşmakla geçirdiklerini ifade eden Kurtulmuş, farklı terör örgütlerinin arkasına saklanarak yürütülen kirli oyunların, Türkiye’nin güçlü, müreffeh, huzurlu bir ülke olma hedefinin önünde yıllarca en büyük engeli oluşturduğunun altını çizdi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Tek bir terör örgütü değil, farklı isimler ve maskeler altında birçok yapının ülkemizin önünü yıllarca kesmeye çalıştığına da hep birlikte şahit olduk. Bu örgütler, bölgemizdeki ülkeleri parçalayan vekalet savaşlarını yürütmek için kurulmuş yapılardı hiç şüphesiz. Çevremizdeki çoğu ülkede bu yapılar eliyle bölgemiz istikrarsızlaştırılmaya çalışılmış, kardeş halklar arasında çatışmalar, katliamlara yol açılmış, milyonlarca insan topraklarından edilerek sığınmacı durumuna düşürülmüştür.

Bu tablo, Türkiye’nin de demokratik ve özgürlükçü vizyonunun daha güçlü bir siyasal düzlemde kök salmasını ne yazık ki uzun yıllar engellemiştir. Bugün, FETÖ dahil darbe girişimlerini boşa çıkaran ve terör örgütünün etkisini kıran kararlı adımlarla birlikte yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Yeni dönem, siyasetin, düşüncenin ve vicdanın daha çok konuşulduğu bir dönem olmak zorundadır. Evladını yitiren annenin, dükkanını kapatmak zorunda kalan esnafın, yaylasına çıkamayan köylünün ve kamu adına görev yaparken can veren, şehit olan kamu görevlisinin acısı hepimizin ortak acısıdır. Ortak acılarımızı artık ortak umuda çevirmek için buradayız.”

– “Terörsüz Türkiye, aslında açıkçası terörsüz bir bölge demektir”

Uzun yıllarca süren bu büyük problemin, siyaseti ve devleti güvenlikçi reflekslerle hareket etmeye mecbur bıraktığını dile getiren Kurtulmuş, artık güvenliğin yanı sıra özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin imkanlarını ve gücünü daha yüksek sesle konuşmanın zamanı geldiğini söyledi.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra birbirinden kopartılan, aralarına tel örgüler çekilen halkların, artık yeniden birbirlerini daha yüksek sesle duymayı hak ettiğinin altını çizen Kurtulmuş, “Attığımız her adım bu kadim coğrafyada barış ve kardeşliği tahkim etmeye yönelik olmalıdır. Bu çerçevede Terörsüz Türkiye, aslında açıkçası terörsüz bir bölge demektir.” diye konuştu.

– “Tarihi bugünün anlayışıyla yeniden yorumlamak ve geleceği bu iradeyle kurmak mecburiyetindeyiz”

Türk-Kürt kardeşliğinin bu coğrafyanın asli kodu olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Çanakkale’de omuz omuza savaşanların torunlarıyız. Kaderdaşlık, yalnız savaş meydanlarında değil; alın terinde, acıda ve umutta da birlikte yürümektir. Biliyoruz ki Selahaddin Eyyubi’yi, Nurettin Zengi’yi anlamadan bu toprakların hakikatini kavrayamayız. Alparslan’ın ve Kılıçarslan’ın yaptıklarının özünü anlamadan ise birlikte yürümenin anlamına ulaşamayız. Hepsi kendi çağlarında adaletin, kardeşliğin, dayanışmanın, paydaşlığın, sevinci ve tasayı ortaklaştırmanın, hülasa milletçe beraber yürümenin öncüleri, sembolü olmuş büyük şahsiyetlerdi. Bugün de bizler, halkın tam da içinden çıkan o akla yaslanarak, o milli irfanı kuşanarak, tarihi bugünün anlayışıyla yeniden yorumlamak ve geleceği bu iradeyle kurmak mecburiyetindeyiz.

Küresel şartlar ve bölgesel gelişmelerin kırılganlığına rağmen, içeride birliğimizi büyütmek, toplumsal huzuru pekiştirmek, dışarıda ise bölgesel barışı korumak mecburiyetindeyiz. İç cephemizi tahkim etmek, Türkiye’nin istikrarını kurumsal bir siyasal akla oturtmak zorundayız. Ülkemizin önünü tıkayan karanlık dönem, milletimizin feraseti ve devletimizin kararlılığıyla artık geride kalıyor.”

-“Bilinmelidir ki şahit olduğumuz silah bırakma süreci bir pazarlığın sonucu asla değildir”

Meclisin, hakikati duyan, toplumu hisseden ve vicdanı temsil eden şüphesiz en yüksek demokratik çatı olduğunu belirten Kurtulmuş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Biz bu komisyonda yeni bir anayasa yazmıyoruz belki ama kardeşlik cümlelerini kuracağız ve birlikte hareket edeceğiz. Meclisimiz bin yıllık kardeşliği yeniden hatırlatmakla kalmayacak, siyasal düzlemde yeniden tarif edecektir.

Bilinmelidir ki şahit olduğumuz silah bırakma süreci bir pazarlığın sonucu asla değildir. Milletimizin huzura, birliğe dair kararlılığın sonucudur ve bunun yansımasıdır. Bugün iftihar ettiğimiz gelişmeler, insanımızın emeğini ve vaktini çalan bir engelin ortadan kalkması istikametindedir. Eğer terör belasıyla uğraşmamış olsaydık, eğer bütçemizin önemli bir bölümünü yıllarca terörle mücadeleye değil, kalkınmaya ayırabilseydik nice okullar, üniversiteler, hastaneler çok daha önceleri inşa edilebilirdi. Daha çok öğrenci daha nitelikli eğitimle buluşur, daha çok insanımız sağlığa daha kolay ve hızlı erişirdi. Bugünlerde ulaştığımız bu noktaya çok daha önceleri ulaşmamız mümkündü.

Bugün iftihar ettiğimiz savunma teknolojilerimiz, kendi helikopterlerimiz, uydularımız, milli savunma sanayinde geldiğimiz bu seviyeye belki çok daha erken zamanlarda ulaşabilirdik. Fakat bu tüm bu kayıpların ötesinde en ağır bedel şüphesiz ki canla ödenmiştir. Manevi kayıplar, unutulmaz acılarımızdır. Her biri ayrı bir ailenin ocağına düşen şehitlerimizin, her biri bir ömrü feda eden gazilerimizin acısı… Canları pahasına bu vatanı savunan tüm kahramanlar, bugün burada başlattığımız sürecin manevi mimarlarıdır. Bu istikamette atacağımız her adımda onların emanetine sadakatle bağlı kalacağımızı ilan ediyoruz.”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, komisyonun, sözünü yükselten herkesin kürsüsü olduğunu belirterek, “Yeter ki kelimelerimiz ‘barış’, ortak hedefimiz ‘kardeşlik’ olsun.” dedi.

Meclis çatısı altında konuşulmayacak hiçbir konunun olmadığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Yeter ki birbirimizi dinlemeye hazır olalım. Yeter ki her görüş, birlik ve kardeşliğin parçası olma iradesini içersin. Bu olumlu sürecin parçası olan vicdan sahibi herkese, her kuruma bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki katkı veren herkes, bu memleketin mayasında kardeşlik olduğunu göstermiş ve gösterecektir. Akif’in, ‘Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez’ dizeleriyle, Nazım’ın da ‘Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ dizeleriyle ifade ettiği hayali, yani siyasetin eliyle gerçekleştirmek zorunda olduğumuz, borcunda olduğumuz kardeşliği inşallah büyüteceğiz ve hep birlikte topluma yayacağız. Yine aynı şekilde büyük bilgin ve mutasavvıf, Kürtçenin büyük şairi Ahmedi Hani’nin düşünceleriyle ifade edersek, ‘Halkların kalbi adaletle birlikte atarsa millet olunur. Dil değişir, kıyafet değişir, coğrafya değişir, ama ortak duygular baki kalır.’

Milletin taleplerinin siyasal zeminde buluşması, kurumlar arası koordinasyonun sağlıklı yürütülmesi, istikrar huzur için elzemdir. Bu açıdan tartışmanın doğru mecrası Büyük Millet Meclis’i ve onu temsilen bugün burada oluşturduğumuz komisyondur. Çünkü milletin tamamını temsil eden, her fikrin ve kimliğin söz söyleyebildiği yer tam da burasıdır.  

Dikkatinizi çekmek isterim, bugün burada sadece grubu olan siyasi partilerin değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen bütün siyasi partilerin temsilcisi arkadaşlarımız buradadır. Diyebiliriz ki, bu salon toplumun yüzde 98’inin temsil edildiği bir siyasi iradenin yansımasıdır. Her bilgilendirme ve adım, şeffaf ve kapsayıcı biçimde yapılacaktır. Bu çatının altında yürütülen her çalışma, halkın gözü önünde ve millet iradesinin güvencesiyle ilerleyecektir.”

Komisyonun işleyiş prensiplerini, ilk günden itibaren açık bir şekilde ifade etmek zorunda olduklarını söyleyen Kurtulmuş “Hiç şüphesiz bunlardan ilki şeffaflıktır. Çünkü milletimiz her adımı bilmeye, her adımda gerçekleştirilenleri öğrenmeye hakkı vardır ve bunun yegane muhatabıdır. Bir diğer ilkemiz açıklık olmalıdır, çünkü saklı gündemlerin, örtük hesapların toplumsal barışa hiçbir katkısı yoktur. Üçüncü temel ilkemiz ise hiç şüphesiz çoğulculuk olmalıdır. Çünkü bu topraklar, tek renkle değil, çok sesle, çok kültürle anlamlıdır.” şeklinde konuştu.

Komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunun ve basının bilgilendirilmesinin yalnızca TBMM Başkanlığı tarafından yürütüleceğini belirten Kurtulmuş, şu ifadelere yer verdi:

“Çünkü süreci zehirleyebilecek ve provoke edecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak da bu komisyonun başlıca görevlerinden birisidir. Onun için kamuoyunu, basınımız vasıtasıyla yerinde zamanında doğru bilgilendirmek önceliklerimizden birisi olmalıdır. Bu komisyonda ele alacağımız konu, yani Türkiye’nin terörü bırakmasıyla birlikte ele alacağımız konular, herhangi bir siyasi partinin tekelinde olan konular değildir. Bu süreç, Türk’ün de Kürt’ün de her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir. Dolayısıyla komisyonumuz, müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir. Bu zeminde farklı fikir ve hissiyatların ortak bir akılda birleşmesini sağlayacak bir anlayışla çalışacaktır. Komisyonun görev ve sorumlulukları arasında özellikle silah bırakma sürecinin millet adına takibi büyük önem taşımaktadır. Bu süreç, hukuki çerçevesiyle, sosyal zeminiyle, siyasal diliyle dikkatle izlenmeli, yönlendirilmeli, gerektiğinde öneriler sunulmalıdır.

Burada önemli bir hususu da vurgulamak istiyorum. Hiç şüphesiz, bu sürecin en önemli hususiyetlerinden birisi de toplumsal psikolojinin iyi bir şekilde yürütülmesidir. Bu çalışmaların başarıya ulaşmasında farklı kesimlerin sürece katkısının sağlanması bakımından toplumsal psikolojinin doğru ve hep birlikte yönlendirilmesi önemli bir görevdir. Bu aynı zamanda güçlü ve karşılıklı toplumsal bir saygıyı doğuracak olan adımdır. Kürt’ün onurunu korumayan bir dili, Türk’ün gururunu hiçe sayan bir söylemi, barışa değil yeni kırılmalara neden olan yaklaşımlar olduğunu ifade etmek isterim.”

– “Çalışmalarımıza sadece siyaset kurumu değil toplumun bütün kesimleri dahil edilecektir”

Kurtulmuş, hedeflerinin sadece asgari müştereklerde birleşmek olmadığını, birlikte yaşamın azami zeminini güçlendirmek için burada olduklarını belirtti.

Komisyonun farklı fikir, beklenti ve kanaatlerin çatıştırılmadığı, aksine birlikte yaşama iradesinin inşa edildiği güçlü bir zemin olacağına dikkati çeken Kurtulmuş, “Silahın tamamen bırakılmasıyla beraber barışı kalıcılaştıracak yasal düzenlemelerin önerilmesi, hazırlanması da bu komisyonun sorumlulukları arasındadır. Ortaya çıkacak ihtiyaçlar doğrultusunda öneriler geliştirmek, raporlar sunmak, analizler yapmak ve bunları Meclisin genel iradesine taşımak da bu yapının asli görevidir.” diye konuştu.

Meclisin manevi gücü, tarihsel tecrübesi ve temsili yapısının provokasyonlara karşı en güçlü kalkan olacağını vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hiç şüphesiz provokasyonlar her zaman, her dönemde olabilir. İçeriden ve dışarıdan gelecek hamleleri bertaraf edecek en önemli unsur çoğulcu demokratik yapımızdır. Bu yüzden çalışmalarımıza sadece siyaset kurumu değil toplumun bütün kesimleri de dahil edilecektir. Kanaat önderleri, üniversiteler, hukuk camiası ve sivil toplum kuruluşlarının bu konulardaki katkıları kıymetli olacaktır.

Basın, siyasi magazinden uzak, halkı doğru bilgilendirmekle, akademi meseleyi soğukkanlı ve bilimsel çerçeveyle izah etmekle, sivil toplum sahadaki ihtiyaçları dile getirmekle görevlidir. Hiç kimse dışarıda bırakılmamalıdır, hiçbir fikir kenara itilmemelidir. Çünkü biz bu milletin tamamını kapsayan birliği ve kardeşliği kurmak istiyoruz. Meclis’te görev yapan her bir milletvekilimiz, hangi partiden ve bölgeden olursa olsun milletimiz adına bu çalışmalara katıldığı anlayışla hareket edeceklerdir. Sonuç olarak bu masa, milletin vicdanıyla, aklıyla, irfanıyla ve inancıyla kurulmuştur.”

– “Konuşulacak her söz, kardeşliğin diliyle ve vicdanın sesiyle şekillenecektir”

Kurtulmuş, Türkiye’nin barışla, bütünlükle, demokrasiyle ve kardeşlikle güçleneceğine inandığını, demokratik, çoğulcu ve herkesin kendisine ait hissettiği bir Türkiye’yi hep birlikte, büyük bir çabayla inşa edeceklerini söyledi.

Komisyonun, hakikatin göz ardı edilmediği, duyguların inkar edilmediği ve siyasetin çözüm üretme cesaretini gösterdiği bir anlayışı temsil edeceğini belirten Kurtulmuş, “Burada konuşulacak her söz, kardeşliğin diliyle ve vicdanın sesiyle şekillenecektir. Her kimlik milletimizin asli rengidir. Hiçbir vatandaşımız kimliğinden, dilinden ve inancından dolayı ötekileştirilemez. Bu uğurda milletin iradesine sonuna kadar bağlıyız. İnanıyorum ki komisyonumuz milli birlik ve kardeşlik içinde yürütülen bu tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecektir. Niyetimiz halis, sözümüz kuvvetli, ufkumuz açık, vaktimiz bereketli, kardeşliğimiz daim olsun. İnancımız tamdır Allah yar ve yardımcımız olsun.” şeklinde konuştu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş’un konuşmasının ardından gruplar ve siyasi partilerin adına milletvekillerinin konuşmasına geçildi.

-Liderlere teşekkür

TBMM Başkanı Kurtulmuş, verilen aranın ardından ikinci oturumu başlattı.

Kurtulmuş, komisyonun ikinci toplantısına başlarken şu ifadelere yer verdi:

“Sürecin bu noktaya gelmesinde büyük emekleri olan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli beyefendi, anamuhalefet partisinin Genel Başkanı Özgür Özel Bey, Yeni Yol Partisi’nin Grup Başkanı, Grup Başkanvekilleri, özellikle DEM Parti’nin değerli yöneticileri, eş genel başkanları ve grup başkanvekillerine, burada bulunan bulunmayan bu sürece destek veren bütün siyasi partilere teşekkürü bir borç biliyorum.”

Dikkatli bir süreç yürütülmese ve bu destekler verilmeseydi sürecin bu noktaya gelmeyeceğini dile getiren Kurtulmuş, “Ayrıca komisyona verilen destek dolayısıyla hem parti yönetimlerine hem de buraya katılan değerli milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bir kere daha ifade etmek isterim ki aslında nevi şahsına münhasır bir komisyondur, bir istişare komisyonudur. Ancak siyasi olarak bütün siyasi partilerin yönetimleri tarafından yetkilendirilmiş kuvvetli bir komisyondur. Dolayısıyla buradaki konuşmaları, inşallah gerektiğinde kanun teklifleri, düzenlemeler, raporlar vesaire hangi sonuca ulaşacaksak bunlarla ilgili olarak da çalışmalarımızı süratle tamamlayıp TBMM Genel Kurulu’na sunacağız. 

Tarihi bir dönüm noktasındayız. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek lazım. Bu, siyasi parti hesaplarının yapılacağı bir yer değil. Fikirlerin çarpıştırılacağı bir arena hiç değildir. Burada yapıcı fikirlerle tabi ki fikirleri ortaya koyarak sonuç almaya çalışacağız.”

 

Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ