REKLAM ALANI

Rüzgâr Eserken | TIME-BALKAN

Rüzgâr Eserken | TIME-BALKAN
REKLAM ALANI

Hava bugün yorgun. Güneş yüzünü gizlemekte kararlı. Yağmur esenliğini getirmiş de kendi gelmekte gecikmek ister gibi. Rüzgâr, kopacak büyük fırtına öncesi sessizliğini koruyor. Varlığını idrak eden her kul, konağın varisi olma derdinde.

Unutuyor insanoğlu ahşap konağın bir süre sonra yokluğa mahkum olduğunu. Görünen ihtişamına kaptırıyor kendini. Şaşalı odalarında gezinirken büyülenmiş hissediyor. Biraz şundan tadayım, az bunu içivereyim, hele şunun kokusuna bakayım derken hep doyum sağlamayacaklarla dolduruveriyor ruhunu.

REKLAM ALANI

İnsanlar düşünerek yürüyor, ne kadar kafa yorsalar da yine işin içinden çıkamıyorlar. İnsanlar, yere bakarak kederle yürüyorlar. Kendilerinden esirgenen her neyse onları bitirecekmiş gibi farz etseler de yine yaşama kuvvetini buluyorlar bedenlerinde.

 İnsanlar düşüyor, ağlıyor, üzülüyor, haksızlığa uğruyor, yalan söylüyorlar. Gerçeği örtmenin bedelini ödeyeceklerinden habersiz, Kafdağı’na ulaşma coşkusuyla kötülük yapıyor. Hepsini görüyor, izliyor ancak hiçbir şey yapamıyorum.

 Yere düşene yardım için, güneş ışınlarını yönlendiriyor yüzüne belki biraz gülerler diye. Ama onlar, üzüntüden güneş ışınlarını fark etmiyor.

Ağaç, yapraklarını döküyor belki bu dünyada geçiciliklerini idrak ederler diye. Ama onlar, görmüyor. Hiç ölmeyecekmiş gibi hırslılar… Yıkıp döküyorlar her şeyi. Konağı darmadağın ediyorlar. Elimden bir şey gelmiyor.

Ve artık istemesek de şu ihtişamıyla gözlerimizi kamaştıran, hiç bitmeyecekmiş hissi verip her seferinde boğazımızda düğümleniveren konaktayız.

Bildiğimiz yerlere benzemiyor çehresi. Evdeki hesap pazara uymuyor genellikle. Ne kadar çalışırsak çalışalım, bir şekilde sınavdan kalmış hissediyoruz kendimizi. Görünürde saltanatla çevrilse de etrafımız hep bitişe doğru akıvermekte zaman.

Hiçbir şeyin kalıcı olmadığı gerçeği insanın içini sızlatıyor. Bu sızıdan dolayı herkes, iz bırakma derdine düşüyor. Kendi bu diyardan göçüp gitse bile konakta onun ardından hep iyi söz edilsin, O gitse de varlığı devam ettirilsin… Ebedî olsun… İyi de insan hiç ebedî olur mu ya da varlık sebebi ebediliği kazanmak mıdır?

Anlamını hiç yitirmeyecek, varlığını hep devam ettirecek kimdir? İnsanın bu bitmez telaşlarla  yetişmeye çalıştığı yer neresi?

İnsanlar konaklar yaptırıyor. Özene bezene döşüyor her köşesini. Hiç ölmeyecekmiş, uzun yaşayacaklarının garantisini ellerinde bulunduruyormuş gibi hayatlarına dair uzun uzun planlar hazırlıyor. Bu yol hep bildiğimiz gibi mi gider? Bir anda her şeyin yerle yeksan olmayacağının garantisini kim verdi? Koşturmayla farkında olunamayan bu kayboluş, ne için?

“Bir köşede ömrünü tüketiyor eski bir ahşap konak; içine kim yeniden bir parça hayat koyacak? Hikâyenin bir yerinde ayrı düşmüş iki sevgili, aralarını kim bulacak? Nasıl sevebildiğini unutmuş bir gönül, sevdayı kim hatırlatacak? Kırık kalpler, kırık hayaller, hayrına kim yapıştıracak?” diyor, Gökhan Özcan. Ölümlü olduğunu unutuyor insan. Ona bunu kim hatırlatacak?


Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ