REKLAM ALANI

Prof. Dr. Osman Emin: “Azerbaycanlı gençler Balkanlardaki Türk kardeşlerini yakından tanımalıdır”

Prof. Dr. Osman Emin: “Azerbaycanlı gençler Balkanlardaki Türk kardeşlerini yakından tanımalıdır”
REKLAM ALANI

27 Mayıs 2025 yılında, 28 Mayıs Azerbaycan Bağımsızlık günü dolayısıyla “Türküstan” gazetesinde yayınlanan Dr. Osman Emin ile ilgili röportajı olduğu gibi sunuyoruz.

Azerbaycan, “Türküstan” gazetesinin bu haftaki konuğu, Kuzey Makedonya Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Filoloji Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Emin’dir.

REKLAM ALANI

Osman Bey, Azerbaycan’a hoş geldiniz. Ziyaretinizin amacı nedir?

  • Teşekkür ederim. Azerbaycan’a, Bakü Slavyan Üniversitesi’nin daveti üzerine geldim. Burada yeni kurulan Balkan Araştırmaları Bölümü ile iş birliği çerçevesinde çeşitli konularda dersler veriyorum. Konular Balkan Türklüğü, Kuzey Makedonya Türk edebiyatı, kültürü, Balkan Türk Edebiyatı ve Balkanlarla Türk Dünyası Arasındaki EdebîKültürel ilişkiler üzerinedir. Amacım, Balkan Türklüğünü tanıtmak, bu alanda bilimsel araştırmalara ve yeni fikirlere zemin hazırlamaktır.

Balkanlarda Türk olmak ne anlama geliyor? Bu kimlik size nasıl bir etki yaptı?

  • Balkanlarda Türk olmak, tarihin derin izlerine sahip olmak, kültürel bir mirasın içinde yaşamak demektir. Bu, bir gurur hem de bir sorumluluk anlamı taşır. Yüzyıllar boyunca Osmanlı mirasının bir parçası olmak ve aynı zamanda zaman zaman kendi kültürünü koruma mücadelesi vermek demektir. Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzyıllarca süren hâkimiyetinden sonra bu topraklarda yaşayan Türkler, hem geçmişin izlerini hem de günümüzün mücadelelerini sürdürmektedir. Balkan Türk kimliği, hem milli hem de dini kültürün taşıyıcısıdır. Manevî açıdan bu kimlik, Balkan Türkünün tarihine, kültürüne, edebiyatına, diline, dinine ve aile değerlerine bağlılığını güçlendirir. Farklı zamanlarda yaşanan ayrımcılıklara, asimilasyon baskılarına rağmen, Balkan Türkleri köklerine bağlı, yaşadıkları ülkenin bir parçası olmayı başaran güçlü bir toplumdur. Bu nedenle Balkanlarda Türk olmak hem geçmişe saygı, hem de geleceğe umutla bakmak anlamına gelir. Ayrıca ezan sesi ile kilise çanının iç içe geçtiği, farklı dinlerin ve dillerin birlikte yaşadığı bir coğrafyada milli kimliğini koruyarak var olabilmektir.

Sizce Azerbaycan ile Balkan Türklüğü arasında hangi ortak kültürel değerler vardır?

  • Her iki bölgede de Türk dili, İslam dini, kültür, aile yapısı ve misafirperverlik gibi değerler ortaktır. Edebiyat, müzik ve geleneklerde de büyük benzerlikler vardır. Ayrıca tarihî hafızada Türkçülük ve birlik ideali her zaman ön plandadır. Her iki halkın yaşam tarzlarını ve kültürel değerlerini şekillendiren bu ortak noktalar, tarih boyunca birbirlerinden etkilendiklerini gösteriyor. Dil en önemli ortak noktalardan biridir. Her iki bölgede de Türkçenin farklı lehçeleri konuşulmaktadır. Azerbaycan Türkçesi ile Balkan Türkçesi dil bakımından oldukça yakındır. Bu da hem tarihî bağları hem de ortak bir dil ailesine ait olduklarını gösteriyor.

 

Balkan Türklerinin Azerbaycan ve Azerbaycan Türklerine bakışı nasıldır?

  • Balkan Türkleri için Azerbaycan kardeş demektir. Azerbaycan Türklerine büyük bir sevgi ve saygı duyulmaktadır. Özellikle Karabağ Savaşı ve Azerbaycan halkının bağımsızlık mücadelesi, Balkanlarda yaşayan Türklerde dayanışma ve birlik olma hissini güçlendirmiştir. Kültürel, dilsel ve dinsel birlik de bu duyguyu doğal olarak pekiştiriyor.

Balkanlar çok milletli bir bölge. Azerbaycan’da da farklı etnik gruplar yaşamaktadır. Bu iki model arasında benzerlik var mı?

  • Evet, her iki bölge de çok kültürlü ve çok etnikli toplumlardan oluşur. Balkanlar’da olduğu gibi Azerbaycan’da da farklı etnik ve dini gruplar barış içinde bir arada yaşamaktadır. Her iki modelde de hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin korunması temel ilkelerden biridir. Bu anlamda Azerbaycan modeli de, Balkan modeli de bir arada yaşamın güzel örnekleri olarak değerlendirilebilir.

Balkan Türklüğü ve Azerbaycan’da Türk kimliği ve İslam kültürel değerlerde nasıl bir rol oynuyor?

  • İslam dini ve Türk kimliği, her iki bölgede de kültürel değerlerin oluşmasında temel rol oynamaktadır. Bu kimlikler aile yapısında, geleneklerde, bayramlarda ve günlük yaşam tarzında kendini gösterir. Kültürün korunmasında ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında bu iki unsur birleştirici ve yönlendirici güçtür.

 

Balkan Türklerinde Türk dili ve kültürü genç nesle nasıl aktarılıyor? Bu süreçte zorluklar var mı?

  • Batılı Türkologlardan Prof. Dr. Annemarie von Gabain, “Türkoloji yabancılar için bir meslektir ama Türkler için millî bir görevdir” demiştir. Bu söze dayanarak şunu söyleyebilirim: Türkçe ve Türklük ile ilgilenmek, Türkler için bir millî görev olmalıdır. Türkçe ve Türk kültürü aile içinde, kültür merkezlerinde, derneklerde ve okullarda öğretilmektedir. Ancak ciddi zorluklar da vardır: Devletlerin resmî dillerinin baskın olması, zaman zaman asimilasyon baskısı ve gençlerin ilgisinin azalması bu süreci zorlaştırmaktadır. Özellikle Türkçenin günlük kullanımdan çıkması büyük bir tehlike teşkil ediyor. “Türkçenin kullanılmadığı topraklar gerçek vatandır!” diyor Üsküplü Yahya Kemal Beyatlı. Ömer Seyfettin’e göre, Türklerin vatanları millî vatan, dinî vatan ve fiziki vatan olmak üzere üçe ayrılmalıdır. Kırımlı İsmail Bey Gaspıralı’nın dediği gibi, “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” ideolojisini sürdürmek, Türk dünyası için en büyük görevdir.

– Balkan Türk gençleri sizce millî-kültürel değerleri koruyabiliyor mu?

  • Bazı gençler bu değerlere sahip çıkmaya çalışıyor ancak genel tablo karmaşık. Gençler arasında millî ve kültürel değerlere ilgi farklılık gösteriyor. Aile ve toplum desteğinin olduğu yerlerde bu değerler korunabiliyor; diğer yerlerde ise asimilasyon daha baskın. Sosyal medya ve modern teknolojiler bu noktada hem bir fırsat hem de bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor.

– Sizce, Balkan Türklüğünün Azerbaycan’da daha geniş tanınması için neler yapılmalıdır?

  • Her şeyden önce bilimsel araştırmalar karşılaştırmalı yürütülmelidir. Kültürel festivaller düzenlenebilir. Balkan Türkleri hakkında akademik konferanslar, kitap yayınları teşvik edilmelidir. Gençler için değişim programları (exchange) oluşturulmalıdır. Televizyon ve sosyal medya aracılığıyla Balkan Türkleri hakkında bilgilendirici içerikler yayılmalıdır. Azerbaycan üniversitelerinde Balkan Türklüğüyle ilgili ders programları oluşturulmalı ve araştırmalar yapılmalıdır. Azerbaycan ve Balkan Türkleri arasındaki kültürel benzerlikler, tarihî etkileşimler ve ortak geçmişin bir yansımasıdır. Dil, müzik, mutfak, misafirperverlik gibi değerler kültürel yakınlığı artıran başlıca özelliklerdir. Coğrafi olarak ayrı yerlerde yaşamalarına rağmen her iki taraf da benzer değerlere dayanarak güçlü kültürel ilişkiler kurmakta ve bu mirası gelecek nesillere aktarmaktadır.

– Her iki bölgede gençler için ortak kültürel platformların kurulması hakkında ne düşünüyorsunuz?

  • Bu çok faydalı ve stratejik bir adım olur. Böyle platformlar sayesinde gençler ortak değerleri tanıyacak, birbirlerinden öğrenecek ve kültürlerini birlikte geliştireceklerdir. Dijital platformlar, kültürel festivaller, ortak projeler aracılığıyla bu bağlar güçlendirilebilir. Türk dünyasının ortak kültürel değerlerini araştırmak, yeni nesillere aktarmak ve gelecek kuşaklar için koruyup yaşatmak, Türklüğe hizmet eden bir Türk’ün en büyük görevi olmalıdır. Türk dünyası sadece coğrafi bir bölge değil, dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm Türk milletini kapsayan geniş bir kültürel ve tarihî birliktir. Bu anlayışla geliştirilen siyasî ilişkiler çok önemlidir. Ancak kültürel ilişkilerin düzeyi de en az siyasî ilişkiler kadar değerlidir ve bu alandaki iş birliği daha da gelişmelidir. Ortak tarihimize, dilimize, gelenekgöreneklerimize dayanan kültürümüzün geleceği için kültürel faaliyetler artırılmalıdır. Türk dünyası adına alınan kararlar mutlaka uygulanmalıdır.

– Azerbaycan hakkında ne düşünüyorsunuz?

  • Azerbaycan, hem tarihî hem kültürel hem de çağdaş gelişmişlik açısından örnek bir devlettir. Halkı misafirperver, çalışkan ve vatanseverdir. Tarihî kökleri, zengin kültürel temeli ve son yıllardaki kalkınması ile Azerbaycan, sadece kendi coğrafyasında değil, aynı zamanda bütün Türk dünyasında ve uluslararası alanda özgün bir yer edinmiştir. Kadim Türk kültürünün önemli bir parçası olan Azerbaycan, dil, din ve kültürel değerler açısından Türkiye ve Balkan Türkleri ile derin ve güçlü bir bağa sahiptir. Halkının misafirperverliği, vatan sevgisi ve birlik ruhu, Azerbaycan’ı sadece coğrafi değil, manevî anlamda da Türk dünyasıyla bütünleştirmektedir. Özellikle 1990’lardan bu yana bağımsızlık için verdiği mücadele ve Karabağ meselesindeki kararlı duruşu ile kazandığı tarihî Zafer, Türk dünyası için gurur verici bir olaydır. Aynı zamanda Azerbaycan’ın izlediği çok kültürlülük ve hoşgörü politikası, farklı milletlerin barış içinde yaşamasını sağlarken, çağdaşlaşma yolunda yürüttüğü siyaset de ekonomik ve diplomatik gücünü artırmaktadır. Bu bakımdan Azerbaycan, Balkan Türkleri için hem tarihî bir kardeş, hem de stratejik bir dost ülke konumundadır. Ortak miras, ortak inanç, ortak kültür ve ortak gelecek ideali bu ilişkileri her geçen gün daha da güçlendirmektedir.

– Son olarak, Azerbaycanlı öğrencilere bir çağrınız var mı?

  • Evet. Balkan Türklüğünü yakından tanıyın! Azerbaycan’da eğitim alan gençlere sesleniyorum: Türk dünyasının vazgeçilmez bir parçası olan Balkan coğrafyasındaki Türk topluluklarını araştırın. Çünkü Balkanlar’da yüzyıllarca millî kimliğini koruyarak yaşayan Türkler, dillerini, geleneklerini ve millî kimliklerini muhafaza ederek zengin bir kültürel miras oluşturmuşlardır. Azerbaycanlı gençlerin bu mirası yakından tanımaları, bilimsel çalışmalara dâhil etmeleri gereklidir. Her Azerbaycanlı genç, Balkanlardaki Türk kardeşini tanımalı, tarihî, kültürel ve millî ortak değerlerin farkında olmalıdır.

 

Bahtiyar Selimov / “Türküstan”

27.05.2025

Advert

Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ