Kültürünü Yaşatan Genç, Geleceğini Kaybetmez

Kalkandelen’de müziğe gönül vermiş, yıllarını kültürel çalışmalara adamış bir isim: Ersoy Yusufi. Bağlamayla çıktığı yolda ud, tanbur ve vokal çalışmalarıyla Balkanlar’dan Avrupa’ya uzanan bir sanat serüveni… Aynı zamanda Yeni Hayat Kültür ve Sanat Derneği’nin başkanı olarak, kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarılması için büyük bir özveriyle çalışıyor. Bu gün kendisiyle müzik serüvenini, dernek faaliyetlerini ve gençlere olan inancını konuştuk.
Ersoy Yusufi kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?
1984 yılında Kuzey Makedonya’nın Kalkandelen şehrinde doğdum. İlköğrenimimi “Bratstvo Migyeni” ve “İstikbal” ilkokullarında tamamladıktan sonra, lise öğrenimimi Laboratuvar Teknisyenliği üzerine Meslek Tip Lisesi’nde aldım. Daha sonra Kalkandelen Devlet Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Müziğe ilgim çok küçük yaşlarda başladı. 9 yaşındayken bağlama çalmaya başladım ve ilkokul etkinliklerinde orkestralara eşlik ettim. Yeni Hayat Kültür ve Sanat Derneği’yle (Yeni Hayat KSD) tanışmam da bu döneme denk gelir. Zamanla ud, tanbur, gitar, piyano gibi farklı enstrümanları çalmaya başladım. 12 yaşında ilk sahne deneyimimi yaşadım. Daha sonra “Semazen” ilahi grubuyla Balkanlar ve Avrupa’da birçok ülkede konser verdim. Türkçe’nin yanı sıra Arnavutça ve Makedonca türküler de seslendirdim. Bugün hâlen Kalkandelen ve çevresinde müzik hayatımı sürdürüyorum.
Yeni Hayat Kültür ve Sanat Derneği’nin hayatınızdaki yeri nedir?
Yeni Hayat KSD, müzikle olan bağımı güçlendiren ilk kurumsal yapı oldu. Daha çocuk yaşlardayken bağlama çalarak dernek etkinliklerine katıldım. Burada sahne deneyimi kazandım, topluluk içinde üretmeyi öğrendim. Dernek bünyesindeki orkestra ve ekiplerle yurtiçi ve yurtdışı etkinliklere katıldım. Bu süreçte müzik kadar kültürel sorumluluğun da ne demek olduğunu öğrenme fırsatım oldu. Yeni Hayat KSD sayesinde Balkanlar’daki kültürel diyaloğun bir parçası oldum. Birçok genç müzisyene örnek olma şansım oldu. O yüzden bu derneğin, sanat yolculuğumdaki yeri çok özeldir.
2024 yılında dernek başkanlığı görevini devraldınız. Süreç nasıl başladı?
Evet, uzun yıllar gönüllü olarak çalıştıktan sonra 2024 yılında başkanlık görevini üstlendim. Görevi devraldığımda, dernek oldukça zor bir dönemden geçiyordu. Gençlerin ilgisi azalmış, folklor ve müzik grupları dağılmıştı. Ekipmanlarımız eksikti, etkinlik sayısı oldukça azalmıştı. İlk hedefim, derneğin kurumsal ve sanatsal yapısını canlandırmaktı. Gençlerle birebir görüşerek folklor grubunu yeniden kurduk. Koro ekibimizi yeniden aktif hale getirdik. Yerel ve uluslararası iş birlikleriyle derneği yeniden sahnelere taşıdık. Bugün derneğimiz üç farklı halk oyunları grubuyla aktif, düzenli provalar yapılıyor, uluslararası festivallere katılıyoruz. Yeni Hayat KSD, artık Kalkandelen’in en aktif kültür merkezlerinden biri hâline geldi.
Göreve geldiğinizden bu yana yapılan çalışmalardan örnekler verebilir misiniz?
Elbette, göreve geldiğimiz andan itibaren oldukça yoğun ve kararlı bir çalışma temposuyla yola koyulduk. İlk etapta derneğin dağılmış yapısını toparlamak ve yeniden canlandırmak önceliğimiz oldu.
Folklor Ekibi baştan sona yeniden kuruldu. Göreve başladığımızda ekip tamamen dağılmıştı; gençlerle birebir temas kurarak hem çocuklardan hem de gençlerden oluşan dinamik bir grup oluşturduk.
Koro Ekibi uzun süredir sessizliğe bürünmüştü. Bu alanda da yeni bir soluk getirerek çalışmaları yeniden başlattık ve sahneye taşıdık.
Etkinliklere Katılım konusunda önemli bir ivme yakaladık. Makedonya genelinde pek çok festivalde sahne alarak derneğimizin görünürlüğünü ve bilinirliğini artırdık.
Aynı zamanda sadece sanat üretimi değil, kültürel ruhu canlandırmak da hedeflerimiz arasındaydı. Derneğimiz artık yalnızca bir etkinlik sahnesi değil; gençlerin kendini ait hissettiği, birlikte üretmenin ve dayanışmanın yeniden hayat bulduğu bir kültür yuvası hâline geldi.
Yeni Proje Başvuruları konusunda da aktif adımlar attık. YTB, TİKA ve yerel kurumlarla iş birliği çerçevesinde kültürel aktarım ve gençlik odaklı projeler hazırlıyoruz.
Yeni Prova ve Eğitim Mekânı için de çalışmalarımız sürüyor. Derneğe kalıcı, daha uygun ve işlevsel bir mekân kazandırmak istiyoruz.
Son olarak, oldukça heyecan verici bir planımız daha var: Kalkandelen’de uluslararası katılımlı bir Türk halk oyunları ve müziği festivali düzenlemek. Bu sayede hem bölgenin kültürel zenginliğini uluslararası platforma taşıyacak hem de yeni nesillere ilham vereceğiz.
Bu faaliyetlerin arkasında nasıl bir ekip var?
Bu bir ekip işi. Hiçbir şeyi tek başıma yürütmüyorum. Her etkinlik ve proje, iç ekibimizle yapılan planlamalarla şekilleniyor. Hedefler, ihtiyaçlar belirleniyor; görev dağılımı yapılıyor. Halk oyunları eğitmenleri, teknik ekip, iletişim sorumluları gibi her alanda görev alan gönüllülerimiz var. Gençlerle birebir ilgileniyorum. Sadece bir eğitmen değil, bir abi, bir rehber gibi yaklaşmaya çalışıyorum. Dernekten yetişen gençler artık kendileri daha küçük yaş gruplarına destek oluyor. Bu kuşaklar arası aktarımı çok önemsiyoruz. Ayrıca zaman zaman yerel iş insanları ve kurumlar da maddi destek sağlıyor.
Unutamadığınız anılar oldu mu?
Olmaz mı? Özellikle sahne almadan önce yaşadığımız sürprizler unutulmaz oluyor. Gönüllülük temelli olduğumuz için her şey planlandığı gibi gitmeyebiliyor. Ama bu sürprizler aslında birlikte üretmenin, dayanışmanın ve kültürel bir yuva olmanın güzel göstergeleri oluyor.
Son olarak gençlere bir mesajınız var mı?
Sevgili gençler, hayat çok hızlı değişiyor ama bazı değerler zamanla eskimez: kültür, sanat, kimlik, aidiyet. Bu yüzden sizleri sanata, müziğe, folklora daha çok sahip çıkmaya çağırıyorum. Bugün bağlama çalan bir çocuk, yarın kültür köprüsü olur. Bugün halk oyunu öğrenen genç, yarın kimliğine sahip çıkan bir lider olur. Derneğimiz sadece bir sahne değil; birlikte öğrenmenin, üretmenin ve kendini bulmanın yeridir. Kendinize inanın. Cesaret edin. Kültürünüzden kopmayın. Birlikte üretelim, birlikte öğrenelim, birlikte sahneye çıkalım. Çünkü bu bir hobi değil; bir duruş, bir aidiyet, bir kimlik meselesidir. Unutmayın: Kültürünü yaşatan bir genç, geleceğini kaybetmez. Kapımız da, gönlümüz de size her zaman açık.
Tüm bu çalışmalar, hem geçmişle bağlarımızı güçlendirmek hem de geleceğe sağlam adımlarla yürümek için atılmış değerli adımlardır. Kültürümüzü yaşatmak, gençlerimize ilham vermek ve toplumumuzu bir arada tutan ortak değerleri yeniden canlandırmak amacıyla çıktığımız bu yolda, emeği geçen herkese yürekten teşekkür ederiz. Unutmayalım ki, her bir edebî eserin hecesinde, her bir sesin notasında, halk oyunlarının her hareketinde çok katmanlı mesajlar ve derin anlamlar gizlidir. Kendi geleneğini anlayan, geleceğini de bilinçle ve güvenle inşa edebilir. Bütün bu sanatların taşıdığı mesajları hissedebilenlere, bu zenginliğin kıymetini bilenlere ne mutlu…
Biz de gazete olarak, bu anlamlı çabaların ve başarıların peşinden gitmeye; kültürel değerlerimize sahip çıkan her adıma tanıklık etmeye devam edeceğiz.
Fehmi Skender
Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!