REKLAM ALANI

İsrail’in Gazze’de yardım bekleyenleri hedef alan saldırılarında en az 8 kişi hayatını kaybetti

İsrail’in Gazze’de yardım bekleyenleri hedef alan saldırılarında en az 8 kişi hayatını kaybetti
REKLAM ALANI

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde yardım almak için bekleyen Filistinlilere ateş açması sonucu en az 8 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.

Hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail askerleri, Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan Netzarim Koridoru yakınlarında yardım almak için bekleyen Filistinli sivillerin üzerine ateş açtı.

REKLAM ALANI

İsrail’in söz konusu saldırılarında 5 Filistinli yaşamını yitirirken, 8 kişi yaralandı.

Gazze Ambulans ve Acil Durum Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada ise İsrail ordusunun, güneydeki Refah kentinin kuzeyinde yer alan yardım dağıtım merkezi yakınlarındaki Filistinlileri hedef aldığı belirtildi.

Açıklamada, Refah bölgesinde yardım bekleyenlerin üzerine açılan ateş sonucu en az 3 kişinin öldüğü, 20’den fazla kişinin yaralandığı kaydedildi.

Gazze’de açlık krizi yaşanıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, X hesabında paylaştığı videoda “Gazze’de açlık yok, Gazze’de açlık politikası yürütülmüyor.” ifadelerini kullanmıştı.

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Başta çocuklar olmak üzere Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artıyor.

İsrail’in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık nedeniyle 147 kişi hayatını kaybetti.

Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

BM raportörleri, İsrail’in Filistin halkını kasten aç ve susuz bırakmasını kınadı

BM raportörleri, İsrail’in saldırıları altında bulunan ve kıtlığa sürüklediği Filistin halkının durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, İsrail’in Filistinlileri öldürmek için susuzluğu bir silah olarak kullandığına işaret edilerek “İsrail’in Filistin halkını kasıtlı olarak susuz ve aç bırakmasını kınıyoruz. İsrail’in Gazze’deki Filistinlilerin güvenli içme suyuna erişimini kasten engellemesini endişeyle karşılıyoruz ve bunu, uluslararası hukukun ciddi bir ihlali ve insanlığa karşı bir suç olarak nitelendiriyoruz.” denildi.

Su ve gıdayı engellemenin, çoğunlukla çocukları ve bebekleri öldüren sessiz ama ölümcül bir bomba olduğunun belirtildiği açıklamada, bebeklerin annelerinin kollarında ölmesini izlemenin dayanılmaz bir durum olduğu vurgulandı.

Açıklamada, “Bu acı devam ederken dünya liderleri nasıl uyuyabilir? Bu felaket öngörülüyordu. İsrail’in ablukası ve sivil altyapıyı tahrip etmesi, Gazze’deki 2 milyon sakinin çoğunu yerinden etti ve asgari düzeydeki içme suyuna erişimden mahrum bıraktı. Bu durum, su kirliliğinin neden olduğu ölümlere ve yaygın hastalıklara, ayrıca sanitasyon ve hijyen eksikliğine yol açtı. Filistinlilere yönelik bu kasıtlı, yaygın ve sistematik saldırılar, bir nüfusun fiziksel olarak yok edilmesini öngören kasıtlı bir yaşam koşulları ihlalidir, bir başka soykırım eylemidir.” ifadeleri kullanıldı.

Gazze’deki temel hizmetlerin yeniden sağlanması ve acil insani ihtiyaçların karşılanması için tüm Akdeniz limanlarından acilen yakıt, su, malzeme ve personel ulaştırılması çağrısı yapılan açıklamada, uluslararası toplumun, Gazze’deki bu insanlık dışı ve hukuka aykırı durumu sonlandırmak için hareket geçmesi gerektiği kaydedildi.

Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerden Mescid-i Aksa’ya baskın

Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, işgal altındaki Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya İsrail polisinin koruması altında baskın düzenledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre, gruplar halinde Aksa’ya baskın düzenleyen gaspçı İsrailliler, Müslümanlara karşı bir provokasyona daha imza attı.

Aksa’nın avlusunu basan gaspçı İsrailliler, yoğun polis koruması altında “Talmud ayinleri” gerçekleştirdi.

Mescid-i Aksa’ya ilişkin statüko

Ürdün, 1994’te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs’teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor.

Yine 2013’te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün’e verildi.

Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa; Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-iAksa’yı ziyaret eden Yahudiler, 2003’ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail’in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.

İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa’da “sadece Müslümanların ibadet edebildiği, diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği” tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.

Ancak fanatik Yahudilerin, İsrail polisi korumasında Aksa’ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.​​​​​​​

İsrail basınına göre, Hamas üst düzey yöneticilerine İsrail’in suikast düzenleyebileceği endişesiyle alarma geçti

Haberde, İsrail’in suikast düzenleyebileceği endişesiyle Hamas’ın üst düzey isimleri için alarm seviyesini yükselttiği ifade edildi.

Hamas’ın ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirleri serbest bırakmak için askeri operasyon yapabileceği “endişesi taşıdığı” aktarıldı.

İsrail Enerji Bakanı Eli Cohen, 26 Temmuz’da yerel basına yaptığı açıklamada, Hamas yöneticilerine yönelik suikast düzenleyebilecekleri imasında bulunmuştu.

Cohen, “Hamas’a karşı eylem seçenekleri hem Gazze’de hem de Gazze dışında onaylandı. Hamas’la bağlantısı olan hiç kimse geceleri rahat uyuyamayacak.” ifadesini kullanmıştı.

AA


Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ