REKLAM ALANI

Gregor Samsa ve Modern İnsanın Kaygısının Metaforu

Gregor Samsa ve Modern İnsanın Kaygısının Metaforu
REKLAM ALANI

Franz Kafka’nın eseri “Dönüşüm”, bir insanın böceğe dönüşmesiyle ilgili grotesk bir hikâyeden çok daha fazlasıdır; insanlık durumuna dair keskin bir alegoridir. Fantastik görünümünün ötesinde, Gregor Samsa’nın trajedisi günümüz toplumundaki pek çok insanın varoluşundan o kadar da uzak değildir. Onun karakterini modern bir bakış açısından incelediğimizde, dönüşümünün yalnızca fiziksel değil; yabancılaşma, sömürü ve kimlik kaybı gibi duyguların aşırı bir yansıması olduğunu görürüz.

Gregor Samsa, sistemin bir tutsağıdır. Dönüşümünden önceki yaşamı, nefret ettiği ama ailesinin borçlarını ödemek için yapmak zorunda hissettiği seyyar satış temsilciliği işine bütünüyle adanmıştır. İçsel arzularla dışsal zorunluluklar arasındaki bu çatışma, günümüz insanına fazlasıyla tanıdıktır. Üretkenliğin ve verimliliğin putlaştırıldığı bir dünyada, birçok insan kendini devasa bir makinenin değiştirilebilir bir dişlisi gibi hisseder. Anlamdan yoksun, tekrarlayıcı görevleri yerine getirirler ve kişisel değerleriyle bağlarını yitirirler. Gregor’un insan biçimini yitirmesi gibi, birçok insan da mecazi bir “dönüşüm” geçirir — “çalışan”, “tüketici” ya da bir veri tabanında “numara”ya dönüşür, benzersiz kimliğinden ve insani bağlarından yavaş yavaş kopar.

REKLAM ALANI

Gregor’un ailesinin dönüşümüne verdiği tepki öğreticidir. Başlangıçta kız kardeşi ve annesi acıma duygusu gösterir; ancak bu duygu kısa sürede tiksinti, korku ve nihayetinde tam bir reddedişle yer değiştirir. Gregor’un ailesi için değeri, gelir sağlama yeteneğine tamamen bağlıdır. Bu yeteneğini yitirdiğinde, evdeki “insan” yerini de kaybeder. Bu olgu, günümüz toplumunda açıkça görülür: İşini kaybeden, ağır hastalığa yakalanan ya da sosyal normların dışına çıkan insanlar, çoğu kez reddedilme ve yalnızlaşma biçiminde bir dışlanma yaşar. Onların algılanan değeri azalır; tıpkı Gregor’un, insan zihnine ve duygularına sahip olmasına rağmen, giderek bir engel, gizlenmesi ve yok edilmesi gereken bir “şey” olarak görülmesi gibi.

Hikâyenin en acı verici yönlerinden biri, Gregor’un çaresiz iletişim çabasıdır. Konuşur, ama sesi artık insan sesi olarak algılanmaz; sevgi ve endişesini dile getirmeye çalışır, fakat diğerleri yalnızca dış görünüşünü görür. İç dünya ile dış algı arasındaki bu kopukluk, birçok insanın acı dolu gerçeğidir. Ruhsal sıkıntı, depresyon, kaygı çeken ya da derin bir yalnızlık hisseden insanlar, çoğu kez acılarını ifade etmekte başarısız olur. Dış dünyaya “normal” görünürler, ama içlerinde temsil etmedikleri bir bedende, kendi zihin kabuklarında hapsolmuş hissederler — tıpkı Gregor’un kapalı odasında olduğu gibi.

Gregor Samsa yalnızca fiziksel dönüşüm nedeniyle ölmez; insan ilişkilerinin dönüşümü ve en çok sevdiği kişiler tarafından tamamen reddedilmesi onu yok eder. Onun trajedisi, toplumumuzun en karanlık meselelerini gözler önüne serer: iş yerindeki yabancılaşma, insan değerinin koşullu hale gelişi ve görünmeyen acılara kulak verememe.

“Dönüşüm”, bir böceğin hikâyesi değildir. Bu, modern toplumun kaçamayacağı bir aynadır. Kafka bize hatırlatır: En büyük tehlike, insan biçimimizi yitirmek değil; birbirimize karşı insanlığımızı kaybetmektir. İnsanları araç ya da engel olarak gördüğümüzde, onları istenmeyen ve görünmez kıldığımızda, onlar da Gregor Samsa gibi karanlık odalarına çekilip sessizce yok olurlar.


Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ