Bulgaristan vatandaşlarının toplam varlığı 10 yılda 2’ye katlandı

Bulgaristan’da Ekonomi ve Politika Uzman Kulübü tarafından bundan kısa süre önce düzenlenen bir araştırmadan alınan sonuçlara göre Bulgaristan vatandaşlarının net varlıklarının toplam tutarı 1 trilyon levanın üzerindedir.
Analistlerin hesaplamalarına göre bu rakam GSYH’nın neredeyse beş katı kadarıdır. Kişi başına düşen varlık tutarı 155 424 leva olarak belirtildi. Sadece 2024 yılında hanelerin serveti yüzde 12.7 oranında veya 113 milyar leva arttı. Sonuç itibari ile enflasyon oranı göz önünde bulundurulduğunda bile Bulgaristan vatandaşlarının 10 yıl içinde iki kat daha zengin hale geldiklerini söylemek mümkün.
Açıklanan rakamlara kuşku ile bakanlar için söz konusu varlıkların yüzde 70’inin Bulgaristan vatandaşlarının büyük bir çoğunluğunun sahip olduğu ve son yıllarda fiyatları hızla artan gayrimenkullerden kaynaklandığını belirtmek gerekir. Yani çoğu halde doğrudan gelir getirmeyen pasif bir servetten bahsediyoruz.
Araştırmayı düzenleyenlerden biri ve döviz ile değerli metal ticareti yapan bir şirketin CEO’su olan Max Baklayan konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Bence Bulgaristan vatandaşları kendilerini çok zengin hissediyor, yeme ve içme mekanları ve diskoların ne kadar dolu olduğuna, yollarda seyreden araçlara bakacak olursak, bunlar statü ve zenginlik sembolüdür. Yani vatandaşlar zengin hayatı yaşıyor.Ancak asıl önemli olanı, onlar uyurken bile kendileri için çalışan gelir getiren varlıklara sahip olup olmadıklarıdır. Cevabı da kesinlikle hayırdır” diyen Max Baklayan devamla şunları belirtti:
“Örneğin, Bulgaristan vatandaşlarının ancak yüzde 1 kadarı kıymetli evraklara yatırım yaparken, yüzde 84’ü düşük faiz oranı ve tasarruflarını “yiyip bitiren” enflasyona rağmen paralarını banka mevduatı şeklinde tutmayı tercih ediyor. Ayrıca vatandaşların sadece yüzde 22’si tasarruf bulunduruyor”.
Toplam 300 milyarlık finansal varlıkların neredeyse yarısının (145 milyar) vatandaşların kurdukları özel iş faaliyetlerinden gelmesi, ekonominin gelişmesine sağlanan katkılar açısından bakıldığında iyi haber niteliği taşıyor.
“İnsanlar yatırım yaparken rasyonel değil de, daha fazla duygusal olarak hareket ettikleri için halk psikolojisi ve hisssiyatın etkisi söz konusudur. Birçok kez farklı kurumlar tarafından dolandırılmış ve paraları çalınmış olan Bulgaristan vatandaşının temkinli davranmaları tamamen doğaldır.
Bulgaristan vatandaşları kendilerini daha zengin hissediyor mu?
Küçük bir matbaa işleten Petar şunları belirtti:
“Kendimi normal bir insan olarak görüyorum- yiyecek, içecek için yeterli param var, yaşayacak yerim var, geleceğim var. – Kazandığım para elektrik, kalorifer, su, telefon ve diğer ekstreler için yetiyor. Bazı insanlar zenginleşir, bazıları fakir kalır. Fakir olanlar, zenginlerin tabağına bakıp zengin olmak istiyorlar.”
Müzisyen olan Mariana ise insanların daha fazlaya sahip olmak istemesinin normal olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Bulgaristan vatandaşının gerçekten biraz zenginleştiğini düşünüyorum, bununla birlikte alım gücü hala çok şeye yetmiyor. Ve daha fazlasını istiyor, her normal insan daha fazlasına sahip olmak istiyor”.
Emekli mühendis 88 yaşındaki Yordanka ise şöyle konuştu:
“Kendimi sıradan bir insan hissediyorum. Zengin değilim, ihtiyaçlarımı az çok karşılayabiliyorum. Emekli bir insanın geliri ne kadar olabilir? İki ucu birbirine bağlamaya çalışıyorum. Ancak biraz daha fazla olsaydı iyi olurdu. Eskisine nazaran günümüzde durumumuz daha iyi. İnsanoğlu her zaman daha fazlasına sahip olmak ister”.
Konuyu halk psikolojisi açısından değerlendiren sosyal antropolog Haralan Aleksandrov’a göre şu ana kadarki niceliksel değişimler niteliksel değişimlere dönüşmedi. Haralan Aleksandrov şöyle konuştu:
“Niceliksel bir değişimin olduğu ortadadır, Bulgaristan vatandaşlarının maddi durumu son dönemde iyileşti. Niteliksel bir değişimin olup olmadığını söylemek zor. Niceliksel değişimin niteliksel değişime dönüşmediği kanısındayım, çünkü bu anketin de açıkça ortaya koyduğu gibi, bu servetin büyük bir kısmı, varlık olarak değerlendirilmekle birlikte likiditesi düşük olduğu için bir pasif olarak da görülebilecek taşınmazlardan oluşmaktadır. Bu çok geleneksel bir modeldir. Bulgarların fakirleştiği 1990’lı yıllarda bunun tam tersini izlemiştik. Elbette o zaman önce lüks için harcama yapmaktan, sonra ise seyahat etmekten vazgeçmişti. Vatandaşların en son vazgeçtiği iki şey ise çocuklarının eğitimi ve gayrimenkule yatırım yapmak oldu. Halkın “Benim evim benim kalemdir” tabiri ile ifade edilen mottosu, hiç değişmeyecek gibi görünen bir şeydir.
Bulgaristan vatandaşlarının gittikçe daha varlıklı olmaları eğiliminin sürüp sürmeyeceğini zaman gösterecek. Ancak maliye uzmanı Max Baklayan’a göre kesin olan bir şey var, o da varlığımızın esas bölümün oluşturan emlakların fiyatlarında artış döngüsünün sonuna gelmiş olmamızdır. Hal böyle olunca şüphesiz en akıllı yatırım, mali okur yazarlığa yapılan yatırımdır.
bnr
Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.