Balkan Düşünce ve Kültür Projesi İlk Dersiyle Başladı

Balkan Düşünce Okulu, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen “Balkan Düşünce ve Kültür Projesi” kapsamında yürütülen eğitim programının ilk dersini yoğun bir katılımla gerçekleştirdi.

Programın açılış dersinde konuşmacı olarak Balkan Düşünce Okulu Genel Koordinatör Yardımcısı Seyfi Ekrem Kartın yer aldı. “Balkan Diasporasında Tarım ve Kırsal Bağlar: Göçmen Kimliğinde Toprak, Üretim ve Geçim Kültürü” başlıklı sunum, Balkan Diasporası ve Kültür Araştırmaları ders dizisinin ilk oturumu olarak icra edildi.

Kartın konuşmasında, Balkan kelimesinin anlamı, Osmanlı’nın yerleşme ve dağılma süreci ile buna bağlı olarak yaşanan göç hareketleri üzerinde durdu. Osmanlı sonrası dönemde ortaya çıkan demografik değişim, toprak işleme pratikleri ve kırsal üretim biçimleri ele alınırken, Balkan göçmenlerinin Türkiye’ye yerleşme süreçleri ve bu süreçte tarımın bir devlet politikası aracı olarak kullanılması da değerlendirildi.

Konuşmada ayrıca, göçmenlere verilen toprakların ziraî bir mühendislik girişimi olarak kurgulanması, Balkan diasporasının Türkiye’ye beraberinde getirdiği bilgi, zanaat ve üretim kültürü üzerinde duruldu. Toprak ve tarımın bir “hafıza mekânı” olarak taşıdığı anlamlar, nostalji, kök arayışı ve Balkan topraklarına geri dönme isteği bağlamında tartışıldı.

Seyfi Ekrem Kartın, tarımın yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda bir “sosyal çapa” olduğunu vurguladı. Denizcilikteki çapa kavramına atıf yaparak, tarımın göçmen toplumlarda denge kuran, kök salmayı ve düzeni sağlayan bir unsur olduğunu ifade etti.

Sunumun sonunda, günümüz Balkan topraklarındaki tarımsal altyapı sorunları, arazi parçalanması, makineleşme eksikliği ve yüksek üretim maliyetleri konularına değinildi. Ayrıca TİKA’nın bölgedeki tarımsal destek yatırımları ve kırsal kalkınma girişimleri örneklerle ele alındı.

Yoğun bir katılım ve verimli tartışmalarla tamamlanan ilk ders, Balkan Düşünce ve Kültür Projesi’nin disiplinlerarası bakış açısını yansıtması bakımından önem taşıdı. Programın ilerleyen haftalarında Balkan kültürü, toplumsal hafıza, göç ve kimlik konularını ele alan oturumların devam edeceği bildirildi.