REKLAM ALANI

Mekke’de Başlayan Kutsal Yolculuk: Bir Hacının Kalbinden Satırlar..

Mekke’de Başlayan Kutsal Yolculuk: Bir Hacının Kalbinden Satırlar..
REKLAM ALANI

 Her yıl milyonlarca Müslüman, İslam’ın beş şartından biri olan Hac ibadetini yerine getirmek için kutsal topraklara doğru yola çıkıyor. Bu yıl Kuzey Makedonya’dan da yaklaşık 2.000 Müslüman, dualarla ve niyetlerle o mübarek diyarlara adım attı. Onlardan biri de Merkez Jupa’dan yola çıkan bir hacı adayıydı. O, bu büyük ibadeti sadece yaşamakla kalmadı; içinde biriktirdiği duyguları, hatıraları ve manevi anları bizlerle paylaşmak istedi. Gazetemizle irtibata geçen bu hacı kardeşimiz, Mekke’den bizlere seslenerek bu mukaddes görev sırasında yaşadığı anlamlı anları içtenlikle kaleme aldı. Bu satırlarda, bir müminin gözünden Kâbe’yi ilk görüşün büyüsünü, Arafat’ta edilen yakarışları, Müzdelife’nin sükûtunu ve şeytan taşlamanın içsel hesaplaşmasını hissedeceksiniz. Şimdi gelin, Merkez Jupa’dan başlayan ve kalpleri Allah’a bağlayan bu eşsiz yolculuğa birlikte şahitlik edelim…

7 Haziran Cumartesi günü Mekke’ye ulaştık. Kuzey Makedonya’dan yaklaşık 2.000 kişilik bir kafile olarak yola çıkmıştık. Daha uçakta niyetimizi ederek Umre’ye hazırlandık. Mekke’ye vardığımızda, heyecan ve huşu içinde Kâbe’yi tavaf ettik. O an gözyaşlarımız sel oldu. Kâbe’yi ilk görüş, kelimelere sığmayan bir duyguydu; sanki yıllardır kalbimizde taşıdığımız hasret nihayet vuslata ermişti.

REKLAM ALANI

Ardından iki rekât nafile namaz kılıp, Safa ile Merve tepeleri arasında sa’y yaptık. Her adımda Hz. Hacer’in sabrını ve tevekkülünü yüreğimizde hissettik. Umre’mizi tamamladık ama yolculuğun asıl manevi derinliği şimdi başlıyordu. Hac ibadeti, Arefe günü öncesi başlar. Çarşamba gecesi ihramlarımızı giyerek Arafat’a doğru yola çıktık. İhram, sadece bir elbise değil; nefsimizden, dünyadan ve kibirden soyunmanın simgesiydi. Arafat’ta geçirilen o uzun gün boyunca, Allah’a yönelmiş binlerce kalbin arasında biz de ellerimizi semaya kaldırdık. Kalplerimizde pişmanlık, dillerimizde dua, gözlerimizde yaş vardı. Arafat’ta yapılan dua, kulun Rabbine en yakın olduğu andır; biz de o yakınlığı tüm hücrelerimizle hissettik.

Akşam ezanıyla birlikte Müzdelife’ye geçtik. Ay ışığı altında açık havada sabahladık. Orada 49 taş topladık; her taş, içimizdeki zaaflara, kötülüklere, şeytani fısıltılara karşı bir meydan okumaydı. Sabah namazından sonra, yüzbinlerce hacı adayıyla birlikte Cemerat’a, yani şeytan taşlama yerine doğru yürüdük. O yürüyüş sadece bedenle değil, ruhla da yapılan bir yolculuktu. Bayramın ilk günü büyük cemreye yedi taş attık. Her bir taş, nefsimize ve şeytana karşı atılmış bir “Hayır!” çığlığıydı.

Daha sonra Kâbe’ye döndük, ibadetlerimizi tamamladık. Hac görevlerinin en zorlayıcı kısmı geride kalmıştı ama fiziksel yorgunluk, manevi huzurun yanında silinip gidiyordu. Tıraş olarak ihramlarımızı çıkardık, içimizde tarifsiz bir hafiflik ve arınmışlık vardı. Hac tavafı, son sa’y ve dualar ile artık “Hacı” olmuştuk. Rabbimize şükürler olsun…

Bu kutsal yolculuk boyunca bizleri bir an olsun yalnız bırakmayan, her adımda sabırla ve bilgiyle bizlere rehberlik eden kıymetli hocamız Efendi Rabıl Zengo’ya kalpten teşekkür ederiz. Onun gayreti, bilgeliği ve özverisiyle, Hac’ın her bir farzını ve sünnetini yerli yerince ifa edebildik. Allah ondan razı olsun.  Yolculuk boyunca ayrıca Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mübarek evinin bulunduğu alanı, Hz. Hacer’in kabrini, Cin Mescidi’ni ve isteyenlerle birlikte Hira Mağarası’nı ziyaret ettik. Hira’ya tırmanmak zordu ama orada Kur’an’ın ilk ayetlerinin indirildiği mekânda durmak, her zahmeti unutacak kadar huzur vericiydi. Bu yolculuğa 18 kardeş birlikte çıktık, rehberimiz yine Efendi Rabil Zengo idi.

23 Haziran’a kadar Mekke’de kalıp ardından Medine’ye geçeceğiz inşallah. Dönüşten bir gün önce yapılacak olan vedâ tavafı, hem bir kapanış hem de bir niyetin tazelenmesi olacak: Bu topraklara yeniden dönebilmek duası..

Bu kutsal yolculuğun her adımı, hem bir teslimiyet hem de bir yeniden doğuştu. Yorulduk ama şikâyet etmedik. Hava sıcaktı, ama sabrettik. Ağladık ama arındık. Dualar ettik, affedilmeyi diledik. Bu yolculuk bize sadece hacı olmayı değil, kul olmayı yeniden öğretti.

Bu kutsal yolculukla ilgili duygu dolu satırlarını bizlerle paylaşarak, kalbinin derinliklerinden geçenleri samimiyetle ifade eden Hacı Kail hocamıza gazetemiz adına gönülden teşekkür ediyoruz. Bu yazıyla, onun içten anlatımı sayesinde hepimiz Mekke’nin maneviyatını bir nebze de olsa hissedebildik.

Tüm hacılarımızın hac ibadetlerini Allah kabul etsin.

Dualarımız makbul, niyetlerimiz halis, dönüşümüz hayırlı olsun.

Rabbim hepimizi affolunmuş ve razı olunmuş kullarından eylesin.

Fehmi Skender

Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ