REKLAM ALANI

2. Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi, Ankara’da başladı

2. Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi, Ankara’da başladı
REKLAM ALANI

2. Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi, 16 Mayıs 2025 tarihinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (HBVÜ) ev sahipliğinde başladı.

Kongre Türk dünyasından birçok akademisyeni, “Türk Devletleri ve Toplulukları Arasında Stratejik İş Birliği İmkânları” teması altında buluşturacak.

REKLAM ALANI

“2. Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi”, 16 Maysı 2025 tarihinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (HBVÜ) ev sahipliğinde başladı. Kongre, Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği ve HBV Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi ortaklığında tertip edildi. Türk dünyasından birçok akademisyeni bir araya getiren kongre, “Türk Devletleri ve Toplulukları Arasında Stratejik İş Birliği İmkânları” temasıyla tertip ediliyor.

Kongreye; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Türk Devletleriyle İlişkiler Başkanı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Kürşat Zorlu, AHBVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kürşat Göktürk, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sait Yusuf, Türkiye Bursları ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Başkan Yardımcısı Murat Kazancı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkan Yardımcısı Dr. Mahmut Çevik ve Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı İrfan Tatlıoğlu çok sayıda isim katıldı.

Kongre bir dakikalık saygı duruşu ve akabinde İstilal Marşı’nın okunması ile başladı. Sonrasında açılış konuşmaları gerçekleşti.

“TÜRK DÜNYASINA ALTIN YILLAR YAŞATACAĞIZ”

2. Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Kongresi’nin açılışında konuşan Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı Tatlıoğlu, demir perde ülkelerinin çöküşüyle dünyanın yeniden şekillenmeye başladığını belirtti. Konuşmasının devamında Tatlıoğlu, “Dünya yeni bir oluşum içerisine girdi. Haritalar yeniden çiziliyor; kartlar yeniden dağıtılıyor. Bu süreçte bizler de birbirliğiyle olan akrabalık ve yakınlık ilişkilerini biraz daha ileriye götürerek Türk Devletleri Teşkilatını (TDT) kurduk.” ifadelerini kullandı.

Türk dünyasının geçmişte insanlığa altın yıllar yaşattığını hatırlatan Tatlıoğlu, “İlimde, fende en ileri konumdaydık. Bugün ise çocukların öldürüldüğü, tanklarla ezildiği, annelerin vurulduğu, pazarlara bombaların atıldığı, haklı haksız kim varsa göç edildiği, milletin yurdundan, yuvasından terk edildiği bir dünyadan hak, hukuk, adalet, herkesin değerli bilineceği bir dünyaya doğru gitmek için dünyanın Türklere ihtiyacı var. İşte bunu oluşturmak için bu kadarcık cürmümüzle, boyumuz, elimiz, ağırlığımız, kilomuz neyse, bunu ortaya koyarak arkadaşlarımızla beraber yol yürüyoruz. Bu yürüyüşte Allah yolumuzu açık etsin.” ifadelerini kullandı.

Tatlıoğlu Yörüklerin Türk dünyasındaki fedakârlıklarından bahsederek, “Burada yörük Türklerimiz var. Belki okul okuyamayanlar var, belki dağda hala keçi güdenlerimiz var. Ama onların o kadar büyük bir yürekleri var ki, bu vatan ve bayrak uğruna o kadar büyük bir yürekleri var ki, malını, mülkünü hiç gözünü kırpmadan bu ülke için feda edebilecek, artı canını feda edebilecek pek çok yörük Türk kardeşimiz var.” şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda Tatlıoğlu, “Türk dünyasının her bir köşesinden gelen öğrencilerimizle birlikte, insanlığa yeniden altın yıllar yaşatacağız. Yolumuz açık olsun.” diyerek sözlerini tamamladı.

“BU COĞRAFYA MAZLUMLARIN, EZİLMİŞLERİN COĞRAFYASI DEĞİL.”

AHBVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Göktürk cümlelerine, “Türk dünyası siyasî olarak Balkanlardan Moğol köprüsüne kadar geniş bir coğrafyaya kapsıyor. Bu geçmişte kullanılan klasik bir tabirle Adriyatik’ten Çin Seddine kadar Türk’ün tarihiyle, Türk’ün kültürüyle yaşadığı bir coğrafyadır.” diyerek başladı. Öte yandan bu coğrafyanın haricinde bir gönül coğrafyasının da olduğunu vurguladı.

Türk dünyasının TİKA, TÜRKSOY gibi uluslararası kuruluşlar vesilesiyle hitap ettiği her yere uzanmaya çalıştığını söyleyen Göktürk, “Burada gerçekleştirilen kongre sadece devletin siyasî organlarının değil, aynı zamanda akademisyenler, stratejistler, uzmanlar, bu coğrafyanın ya da ulaştırmak isteyen coğrafyanın coğrafyaya uzaklaşmasında nasıl bir yol takip edilmesi hususunda destek sunmaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

ZORLU’DAN DAYANIŞMA VE İŞ BİRLİĞİ VURGUSU

AK Parti Türk Devletleriyle İlişkiler Başkanı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Zorlu konuşmalarına, Türkiye’nin Türk dünyasıyla ilişkilerini kurumsallaştırma sürecinde tarihî bir eşiğe geldiğini belirterek başladı.

Geçmişten bugüne Türk dünyası ile kurulan ilişkilerin gelişimini değerlendiren Zorlu, “Yaklaşık otuz yıldır bu alanda mücadele veren ilim insanlarımız, yazarlarımız ve tüm emektarlarımız sayesinde bugün geldiğimiz noktada önemli kazanımlar elde ettik. Ebediyete irtihal eden büyüklerimizi de rahmetle anıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye genelinde Türk dünyasıyla ilgili faaliyet gösteren 220’nin üzerinde sivil toplum kuruluşu bulunduğunu aktaran Zorlu, “Bu kuruluşların ortak bir hedef etrafında kenetlenerek daha güçlü iş birlikleri kurması gerekiyor. Bu yıl tüm paydaşlarla bir araya gelerek ortak sorunlarımızı konuşacak, sivil toplumun gücünü Ankara’dan tüm Türk dünyasına yansıtacağız.” dedi.

TDT üyesi 8 ülkenin toplam gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) 2024 itibarıyla 2,1 trilyon doları aştığını ifade eden Zorlu, “Bu rakam, Kanada ya da Brezilya gibi ülkelerin ekonomik büyüklüğüne denk geliyor. 2025’te bu rakamın 2,3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Hedefimiz, TDT’yi dünyanın ilk beş ekonomik birliğinden biri hâline getirmektir.” şeklinde konuştu.

Birlik olmadan birlik olmaz. Türk dünyasında kime sorsanız, bu sözü bir çırpıda anlar.” diyen Zorlu, ortak bir gelecek için dayanışma ve iş birliğinin önemine vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı.

Açılış konuşmalarından sonra kongre; “Entegrasyon ve Kamu Diplomasisi Perspektifinden Türk Dünyasının Geleceği” başlığı altında yapılan açılış oturumu ile devam etti.

“YENİ BİR TÜRK DÜNYASI İNŞA EDECEĞİZ”

Açılış paneli TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Yusuf’un konuşmaları ile başladı. Kendisinin 1990’lardan bu yana Türk dünyasına yönelik çeşitli kamu görevlerinde bulunduğunu hatırlatan Yusuf, “Bu çalışmalar bir nasip meselesidir. Çocukluğundan beri Türk dünyasına gönül vermiş birisi olarak, bugün bu alanda görev yapabilmek büyük bir ayrıcalık.” dedi.

Yusuf, 1992 sonrası Türk cumhuriyetleri ile Türkiye’nin oluşturduğu iş birliği sürecine yakından tanıklık ettiğini ve bu sürecin kurumsallaşmasında önemli gelişmelerin yaşandığını belirterek, “Ben de aynı şekilde arkadaşlarımla yine daha fazla çalışmamız gerektiğini, burada bir sorumluluğun olduğunu, bir ağırlığın olduğunu, böyle bir fırsat varsa bu yükün altından kalkmak için çok daha fazla gayret sarf etmek gerektiği dileği onlardanım.” dedi.

Yusuf ayrıca, YTB ve TÜRKSOY gibi yapılarla yürütülen kamu diplomasisi çalışmalarının da Türk dünyasının küresel güç olmasında kritik rol oynadığını vurguladı.

Yusuf, Türk dünyasının geleceğini şekillendirecek en temel unsurun ortak dil birliği olduğunu ifade etti. “‘Dilde, fikirde, işte birlik’ ilkesinin ilk ve en önemli ayağı dil birliğidir.” diyen Yusuf, bu birlikteliğin yalnızca aynı dili konuşmakla sınırlı olmadığını ifade ederek, “Birlikte çalışarak yeni bir Türk dünyası inşa edeceğiz. Bu dünya, yeni bir duruş ve vizyonla küresel düzene katkı sağlayacak. Yakın bir gelecekte çocuklarımızın ve torunlarımızın içinde yaşayacağı bu yeni düzen, Türk birliğinin eseri olacak.” dedi.

“BU YOLDA AYNI İNANÇLA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

YTB Başkan Yardımcısı Kazancı konuşmasına, Türk dünyasının sınırlarının gittikçe genişlediğini belirterek ve Türk dünyası birliğinin birliğin ancak kurumsal yapılarla güçlendirilebileceğini ifade ederek başladı. Bu bağlamda Kazancı, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Türk Akademisi gibi kurumların bu noktada büyük kazanımlar olduğunu ifade etti.

YTB’nin öncelikli çalışma alanlarından birinin kültürel entegrasyon olduğunu belirten Kazancı, özellikle diasporada yaşayan Türk topluluklarının toplumsal benliğini güçlendirmeye yönelik projeler yürüttüklerini kaydetti.

Ayrıca YTB’nin Türkiye’nin diaspora konusundaki birikimini Türk devletleriyle paylaştığını vurgulayan Kazancı, bu alandaki deneyimlerin Türk dünyasındaki ülkelerde yeni kurumların kurulmasına öncülük ettiğini belirtti. Kazancı bu gibi iş birliklerinin Türk dünyasının birliği anlamında da çok önemli olduğunu vurguladı.

Son yıllarda Türk devletlerinden başvuru sayılarının arttığını ve burs verilen öğrenci sayısının 30 bini geçtiğini belirten Kazancı, “Yeni başlatacağımız kısa dönemli değişim programı ile Türk dünyasından öğrencilere Türkiye’de 1-2 dönem eğitim imkânı sunacağız. Bu programı eylül ayında hayata geçirmeyi planlıyoruz.” dedi.

Sözlerinin sonunda kamu diplomasisinin somut ve insana dokunan projelerle yürütüldüğünü vurgulayan Kazancı, “YTB olarak yaptığımız çalışmalarla Türk dünyasının birlik ve beraberliğine katkı sunmaya devam ediyoruz. Bu yolda aynı inançla ilerlemeyi sürdüreceğiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.

“KIRIM’DAN MOĞOLİSTAN’A KADAR HER YERDE TÜRK DÜNYASININ YANINDAYIZ”

Açılış paneli TİKA Başkan Yardımcısı Çevik’in konuşmaları ile devam etti. Çevik, Türk dünyasına yönelik kalkınma yardımları ve kültürel iş birliği projeleri hakkında kapsamlı açıklamalar yaptı. Çevik, “1992 yılında TİKA’nın kurulmasıyla başlayan süreç, Türkiye’nin resmî kalkınma yardımlarını kurumsallaştırdığı bir dönüm noktası oldu.” dedi ve Türklerin Osmanlı dönemine uzanan yardım geleneğinden bahsetti.

Çevik konuşmasında, 2002 yılına kadar 12 olan ofis sayısının bugün 63’e ulaştığını bildirdi. Aynı şekilde 2002 yılından beri 32 binden fazla projeyi yaklaşık olarak 170’ten fazla ülkede gerçekleştirdiğni ifade eden Çevik konuşmasına şu şekilde devam etti:

Türk dünyasına yönelik projelerimize baktığımızda, öncelikle nitelikli çalışmalarla kurumsal kapasitelerin geliştirilmesini için tecrübe paylaşımı projelerini hedefledik. Tecrübe paylaşımına dayalı bu projelerle kurumsal altyapıların güçlendirilmesine katkı sunduk. Bugün geldiğimiz noktada ise, tarihî ve kültürel mirasımızın korunmasına, kültürümüzün yaşatılmasına, Türk dilinin yaygınlaştırılmasına ve farklı coğrafyalarda yaşayan soydaşlarımızın ekonomik olarak güçlenmesine, aile işletmelerinin gelir düzeylerinin artırılmasına yönelik projelerimize kararlılıkla devam ediyoruz. Elbette ‘Türk dünyası’ dediğimizde sadece Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleriyle sınırlı kalmıyoruz. Afrika’da, Asya’da ve Balkanlar’da yaşayan soydaşlarımıza ulaşmaya gayret ediyoruz. Etiyopya’da Harar bölgesinde yaşayan Türklerden, Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’a bin kilometre uzaklıkta olan Hövsgöl vilayetinde yaşayan Dukha Türklerine, Litvanya’daki Kırım Tatarlarından Polonya’da yaşayan Kırım Kazan Türklerine kadar dünyanın dört bir yanındaki Türk topluluklarına ulaşmaya ve destek vermeye gayret sarf ediyoruz.

Çevik, resmî kalkınma yardımlarında Türkiye’nin dünyadaki birinci ülke konumuna gelmesine vesile olduklarını belirtti ve Türkiye’nin 2017 yılında 8.12 milyar dolar ve 2020 yılında 8.12 milyar dolar yaptığı kalkınma yardımları ile resmî kalkınma yardımlarında birinci ülke konumuna yükseldiğini belirtti. Çevik, Türkiye’nin acil ve insani yardımlarda 2015 yılında 3.2 milyar dolar destekle en cömert birinci ülke konumuna yükseldiğini söylerek cümlelerini sonlandırdı.


Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ