IX. Balkan Anestezi Günlerinin ardından

2016 yılında Üsküp’te III. Balkan Anestezi Günleri gerçekleşmişti. Uzun bir aradan sonra yeniden toplanan Anestezi uzmanları geçtiğimiz günlerde Üsküp’te IX. Balkan Anestezi Günlerini TİKA desteği ile İBU’da gerçekleştirdi. Birbirinden değerli uzmanların katıldığı bu etkinlik konusunda organizatör ve katılımcılarla röportaj gerçekleştirdik.
“Balkan Ülkeleri Anestezi Günleri” Kongresi bir marka hâline geldi
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanları Derneği (ARUD) Başkanı, Anesteziyoloji, Reanimasyon ve Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Onur Özlü, Yeni Balkan gazetesine yaptığı açıklamada, şunları paylaştı.
ARUD, yaklaşık 10 yıldır Balkan ülkeleriyle, Balkan ülkelerindeki meslektaşlarımızla beraber “Balkan Ülkeleri Anestezi Günleri” Kongresini yapmakta. Hemen hemen bütün başkentlerde Priştine, Saraybosna, Tiran, Üsküp’te kongreler yaptık. Bu Üsküp’te ikinci kongremiz, tabii araya pandemi girdi. Pandemide ara vermeden kongrelerimizi online olarak yaptık. Kongreyi e-kongre şeklinde 3 kere de Türkiye’de yaptık. Dokuzuncu defa, uzun bir aradan sonra tekrar buralara gelmek nasip oldu. Kongremiz bir marka hâline geldi. Hem ARUD hem Balkan Anestezi Günleri Kongresi artık canla bekleniyor. Kongrelerde tüm meslektaşlarımızla tanışma imkanı oldu. Balkanlardan çok sayıdaki meslektaşımızı Türkiye’deki kongrelere de davet ediyoruz.
Özlü: “Kongre TİKA desteğiyle gerçekleşmekte”
Bizim kongreler sırf eğitim amaçlı, herhangi bir geliri yok. TİKA desteğiyle gerçekleşmekte. Daha önce Başbakanlık Tanıtma Fonu da destekliyordu, fakat daha sonra o fon Turizm Bakanlığına bağlandıktan sonra sadece TİKA destekli gidiyoruz. TÜBİTAK tarafından da destekleniyor. Türkiye’deki programları üniversiteler destekledi: Ege Üniversitesi, Ankara Üniversitesi destekleriyle yaptık. Burada da TİKA’nın çok güçlü bir desteği ve Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin de desteği var, yani 2 kurum sayesinde biz bunu gerçekleştirdik.
Konumuz, bu sene “Felaketlerde Anestezi ve Yoğun Bakım Uzmanları Olarak Hazır Mıyız?”. Çünkü biliyorsunuz ülkemiz deprem ülkesi ve 1.000 yılın depremini yaşadık 2024 yılının başında. Balkanlar’da da depremler, su baskınları oluyor. Yangınlar yaşadık, çok üzücü ve bir savaşın da ortasındayız. Özellikle biz Anadolu toprakları, Balkanlar da etkileniyor. Savaşın ortasındayız ve savaşların da ilkeleri değişti.
Biz, hücrelerimize işlenmiş bir bilgi, bir değer olarak; hastanelere, ibadethanelere ve okullara dokunulmazdı.
Biz, hücrelerimize işlenmiş bir bilgi, bir değer olarak; hastanelere, ibadethanelere ve okullara dokunulmazdı. Fakat şimdi artık oralar da hedef halinde ve bizlerin daha hazırlıklı olması gerekiyor. Her an her şey olabiliyor. Yani işte 2 gün önce İstanbul’da bir deprem yaşandı.
Türkiye’den katılan meslektaşlarımız ve Balkanlardan katılan meslektaşlarımız yarı yarıya, yani yaklaşık 100 kişi Türkiye’den, bir 90 kişi Balkan ülkelerinden.
Kongre öncesi bir workshop yaptık. Bu workshop’u yapan hocalarımız hem Türkiye’de hem bölge ülkelerinden. Hocalarımız oldukça tecrübeliler ve Avrupa ve Dünya Anestezi Derneklerinden de akreditasyonları var. Çalışmalar 2 grup halinde, “Ana Tereza”da bir grupta, bu üniversitenin simülasyon merkezinde gerçekleşti. Yani talep de oldukça iyiydi. Özellikle Kuzey Makedonya’daki meslektaşlarımızdan, her bir kursta kırkar ellişer kişi arasında katılım oldu.
Perşembe günü kurslar oldu. Bütün gün kongre, cuma-cumartesi ise tam gün oldu. Kuzey Makedonya Sağlık Bakan Yardımcımız, bizim Büyükelçimiz, TİKA Koordinatörü, Rektör hocamız teşrif ettiler. Bir de bu bize büyük bir moral desteği ve güç verdi. Bu kurumlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Kongrenin getirileri arasında: bilgi ve tecrübe alışverişi oluyor
Kongre şu açıdan önemli, tabii bu uluslararası bir kongre, genç meslektaşlarımız burada uluslararası kongrede bildiri sunma ve konuşma yapma, bir seminer sunma tecrübeleri ediniyor. Bu uluslararası platformda çok önemli ve burada sunulan konuşmalar. Bizim derneğimizin “Anestezi” dergisi var. Bu dergi uluslararası bazı indekslerde de kabul gördü. Çalışma özetleri bu dergide de supplement olarak basılacak, uluslararası yayınları da olmuş olacak. Yani kariyerlerine destek olacak. Kongrenin getirileri arasında bilgi ve tecrübe alışverişi oluyor. Sadece formal bir ortamda, resmi bir ortamda tanışma değil, aynı zamanda samimi bir ortam, samimi bir beraberlik de oluyor. Bir dostluk, arkadaşlık da kuruluyor.
Davet; ülkelere davet şeklinde devam ediyor. Bizim ülkemizdeki diğer derneklerdeki dernek başkanları, yönetim kurulu üyeleri de geliyorlar buraya. Bir iletişim oluyor, mesela şimdi burada, İBU’da Hemşirelik Fakültesinden 2 öğretim üyesi arkadaşımız da katıldı. Türkiye’de Anestezi Teknisyenliği, Anestezi Hemşireliği eğitimi artık değişti, Teknisyen teknikerlik eğitimleri veriliyor. Dolayısıyla Anestezi Teknikerlerinin dernekleri var. Bu anestezi derneklerle ilgili kendilerine bilgi aktaracağız. Böyle köprüler de kuruluyor.
Bu birlikteliğin hem bilimsel akademik alanda hem de sosyal alanda, dostluk alanında güçlenerek devam etmesini diliyoruz ve gayret ediyoruz. Bu konuda da şimdi Makedonya Anestezi ve Yoğun Bakım Derneği ile beraber düzenledik, Saraybosna’da oradaki ülkelerin dernekleriyle düzenliyoruz. Bunun akademik alanda da güçlenerek hem dost, arkadaşlık hem de sosyal alanda bu çalışmaların devam etmesini diliyoruz.
Prof. Dr. İlhan: Kongrenin çok disiplinli olması, farklı profilde katılımcı olması, açıkçası iş birliğinin önemini bir kez daha gündeme getiriyor
Kongreye davetli olarak katılan ve açılış konferansını veren, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan,
Üsküp’te Anestezi Reanimasyon Uzmanları Derneğince geleneksel olarak düzenlenen kongrenin birden çok bilim alanına hitap ettiğini ifade etti.
İlhan, “Farklı alanlarda, farklı temalarda hocalarımız kongreyi gerçekleştirdiler. Ben Halk Sağlığı uzmanıyım, kongrenin çok disiplinli olması, çok fazla katılımcının olması, farklı profilde katılımcının olmasının açıkçası iş birliğine önemini bir kez daha gündeme getiriyor.
Ben kongrede Afetlere Nasıl Hazırlıklı Olunur? Afet öncesinde ve afet anında neler yapılması gerektiğini ve afet sonrası da sağlık hizmetinin nasıl planlanması gerektiğini anlattığım açılış konferansını gerçekleştirdim. 1999 Gölcük ve 2023 Kahmramanmaş depremlerindeki deneyimlerimizi Türkiye ve Balkan Ülkelerinden gelen Uzmanlar ile paylaştım.
Hekimler, hemşireler, bu alanın profesyonelleriyle hep birlikte kongre gerçekleşti. Kongreye ilginin çok fazla ilgi olduğunu söyleyebilirim. Özellikle katılımcıların kongreyi baştan sona takip etmesi, interaktif olması, katılımcıların sorularına cevap araması da bunu gösteriyor.
İzin verirseniz biraz kendi konumdan, afetlerden bahsedeyim. Afetler biliyorsunuz her zaman kaşımıza çıkabiliyor, deprem gibi, Balkan bölgesinde sel gibi ya da daha geçen gün Üsküp’te yaşanan yangın gibi, ya da Covid-19 pandemisinde olduğu gibi… Bunların hepsi afet… Hatta bunlar doğal afetler, ama bir yandan da insan eliyle yapılan afetler var savaşlar, göçler gibi…
Afetlere karşı nasıl hazırlıklı olunmalı, binaların, yolların, alt yapı tesislerinin tasarımı nasıl olmalı? Sağlık hizmetlerini planlarken her işi nasıl yapmalıyız, hangi sağlık gereçleri gerekli, hangi doktorlar, nereden gelebilir, yardımlar nasıl organize edilir, bunların hepsini anlattık…
Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Hemen kuzeyimizde savaş var. Ukrayna-Rusya savaşı, aşağıya bakıyorsunuz, bizim Türkiye’nin güneyinde olsun Ortadoğu yine karışıklık içerisinde göçmen akımı var… Aslında bunların hepsi afet, savaşlardan kaynaklı göçler de bir afet… Tüm bu durumlarda sağlık hizmetleri nasıl verilmeli? Afetlere karşı nasıl hazırlıklı olunmalı, binaların yapısı nasıl olmalı? Sağlık hizmetlerini planlarken her işi nasıl yapmalıyız, hangi sağlık gereçleri gerekli, hangi doktorlar, nereden gelebilir, öncelikli gruplar çocuklar, gebeler, kadınlar, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar vb bunların hepsini anlatmaya gayret ettik.
Bunun ötesinde afetin öncesi vardır. Hazırlıklı olunması gereken bölüm, ki en önemli kısım budur. Daha sonra bir de afetin olduğu zaman vardır. Bir de sonrası vardır, tüm bu zaman dilimlerinde işlerin nasıl yürütüleceğini, sağlık hizmetinin nasıl planlanacağını anlattık.
Afet öncesi, afet süresince ve afet sonrası için hazırlıklı olmalıyız
Diyelim ki bir afet gerçekleşti. Bu afet gerçekleştikten sonra o sırada ne yapacaksınız? İlk iş tabii yaralıları enkazdan çıkarmak, enkazdan çıkardıklarınıza ilk yardımı yapmak, sonra onları sağlıkları iyiyse eğer, hastaneye sevk edip tedavilerini sağlamak, daha sonra tabii afetten insanları çıkarmak tamamlanıyor. Ancak etkileri devam ediyor: Örneğin afet bitti, insanları enkazdan kurtardık, ilk 72 saatte genelde insanlar kurtarılabiliyor. Peki sonrası? Su, gıda ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesi, devamında kronik hastalıkların tedavisi, sağlık sisteminin yeniden kurulması, planlamaların yeniden yapılması, bunların hepsinin nasıl yapılabileceğini anlattık.
Tabii bunların içerisinde özellikle afetten sonra hangi ilaçlara gereksinim var? Tıp doktorlarının, sağlık personelinin hangileri gerekiyor? Anestezi uzmanlarının burada yeri nedir? Yoğun bakım yeri nedir, ne kadar ihtiyaç var? Bunların hepsi konuşmamızın kapsamı içerisindeydi.
Ben Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı Toplum Birimleri Kurulu Üyesi olarak görev yapmıştım Pandemi zamanında, yine depremden sonra da deprem sonrası Halk Sağlığı Komisyon Üyesi olarak görev yapmıştım.
Bu deneyimlerin yanında, hem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin önceki Dekanı, bir Hekim, bir Halk Sağlığı Uzmanı olarak nasıl ilerleyeceğimizi, bugüne kadar yaşadıklarımızı, biz de burada kardeş ülkelerimiz, Balkan ülkelerimizle paylaşmak istedik ve bundan onur duyduk.
ARUD Kongresinin bence en önemli özelliği; bir paylaşım yaptığımız zaman, hem siz bir şeyler öğreniyorsunuz hem de orada bir şeyler öğreniyorsunuz. Karşılıklı bilgi alışverişi oluyor. Karşılıklı interaktif bir ortam oluşuyor.
Balkan dünyasıyla Türkiye zaten kardeş, çok yan yana 2 coğrafyayız ve böylece birbirimizle hızlı bir şekilde, bir sorun halinde iletişim sağlayabiliyoruz. Birbirimize destek olabiliyoruz, tıbbi destekler olabiliyor. Bunların hepsini bir arada ilerletmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu destekle de 2 gündür kongrenin çok başarılı şekilde devam etmekte olduğunu söyleyebilirim.
Konu sadece afet değil, bu bölgede de obezite artıyor, diyabet ve hipertansiyon sıklığı da artıyor
Öncesinde kurslar yapılmıştı zaten, Sayın Başkanımız söylemiştir. Daha sonra Balkan ülkelerindeki yine her türlü desteği de sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Tabii sadece acil durumlarda değil, onun dışarısını sağlamak lazım. Mesela bu bölgede de obezite artıyor. Bu bölgede diyabet ve hipertansiyonlu kişi sayısı artıyor. Bu bölgede sigara kullanımı artıyor. Bunlara yönelik de sağlığı destekleme, sağlığı geliştirme kampanyalarının yapılabileceğini düşündüğümü ifade etmek isterim.
Acil durumlarda Türkiye’de işler gerçekten çok koordine çalışıyor. Bir de Türkiye’nin nüfusu çok fazla. 86 milyonluk bir nüfus var, Türkiye’de her il düzeyinde, her bölge düzeyinde planlı bir AFAD Koordinasyon Merkezi sürdürülüyor. Bu işlemler AFAD Acil Durum Başkanlığı tarafından ve bir olağan dışı olay meydana geldiği zaman buna bağlı olarak hizmetler veriliyor. Örneğin ben, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğretim üyesiyim. Biz dahi doktor gönderecek olsak, AFAD koordinasyonuyla bir yere gönderiyoruz ve Türkiye’de sistem sadece sağlık için değil, işleri de devletin diğer bileşenleri hepsi bir arada sürdürüyor. Hatta daha sonra insanlara konut sağlanması, sosyal destekler bu şekilde gidebiliyor.
Ama tabii akut durumlar için ülkelerin kendi afet planlarını incelemek gerekiyor. Makedonya’nın afet planı konusunda bilgi sahibi değilim. İşlemlerinin nasıl yapıldığını, nasıl gittiğini bilmiyorum ama benim burada doktor arkadaşlardan edindiğim bilgilerden, sağlık alanında oldukça deneyimli oldukları, alanlarını iyi bildikleri, sağlık hizmetine ulaştıktan sonra, yaralananların hizmeti çok iyi aldıklarını düşünüyorum ama tabii öncesi ile ilgili bir şey söylemem doğru olmaz. Zira bilgi sahibi değilim
Gelenekselleşen ARUD kongrelerinin açıkçası bölgeyi desteklemede çok önemli olduğunu düşünüyorum
Kongreye katılımı değerlendiren İlhan, “Özellikle Balkan ülkelerinden katılan meslektaşlarımız oldukça ilgililer, sürekli soru soruyorlar, karşılıklı tartışıyoruz, biz de onlardan öğreniyoruz, dediğim gibi bilgi iki taraflıdır. Biz bir şey öğreniriz, karşı taraf bir şey öğrenir. Ben 10 küsur yıllık profesörüm, 30 yıllık hekimim baktığınız zaman, ben de kendimi geliştirme fırsatı buluyorum. Ama tüm bunlardan öte arkadaşlarımızın ilgisi, bilgisi oldukça güzel, oldukça yeterli ve daha da önemlisi açıkçası kendilerini geliştirmeye çok açıklar. Herkes kendini geliştirmek, daha çok soru sorarak, daha çok öğrenmek istiyor. Bir gönül bağıyla buraya gelip bunu yapmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde Makedonya’dan gelen meslektaşlarımızda da bunu görüyorum.
Bugün gelenekselleşen ARUD kongrelerinin açıkçası bölgeyi desteklemede çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra da Sayın Hocamızın Başkanlığında, ARUD’un çok başarılı kongreler yapılacağını ve bunun hem tıbbi destek, hem sosyal destek, hem de ülkeler arası politika düzeyinde destek olmaya, çok fayda sağlayacak ve nihayetinde insan sağlığına katkı yapacağına inanıyorum. O yüzden burada olmaktan da çok memnun olduğumu ifade etmek isterim. Benim ikinci gelişim Makedonya’ya, Üsküp ise gerçekten çok beğendiğim, kendimi Anadolu’da hissetiğim bir şehir. MS
Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!