Bulgaristan’da nüfus yaşlanıyor: Her 4 kişiden 1’i 65 yaş üzerinde

Bulgaristan Çalışma ve Sosyal Politika Bakanlığı tarafından kamuoyuna sunulan son rapor, Bulgaristan’ın demografik yapısında yaşlanma sürecinin giderek derinleştiğini ortaya koydu.

“2019-2030 Bulgaristan’da Yaşlıların Aktif Yaşamına İlişkin Ulusal Strateji”nin uygulanmasına dair 2023-2024 Raporu’na göre, ülke nüfusundaki düşüş ve yaşlı nüfus oranındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı.

65 Yaş Üzeri Nüfus 1,5 Milyonu Aştı
Ulusal istatistiklere göre, 2024 yılı sonunda Bulgaristan’da 65 yaş ve üzerindeki kişi sayısı 1 milyon 544 bin 245 olarak kaydedildi. Bu rakam, ülke nüfusunun yüzde 24’üne karşılık geliyor. Başka bir ifadeyle, Bulgaristan’da her dört kişiden biri 65 yaş üstünde. 2011 yılına kıyasla bu oranın yüzde 5,5 artması, demografik dönüşümün hızını gözler önüne seriyor.

Doğum Oranları Düşüyor, Ölüm Oranları Yüksek Seyrediyor
Raporda, Bulgaristan’ın demografik tablosunun temel özellikleri arasında nüfus azalması, düşük doğum oranı ve yüksek ölüm oranı gösterildi. Bu eğilim, genç nüfusun azalmasına ve çalışma çağındaki kesimin giderek daralmasına yol açıyor.

Çalışma Çağındaki Nüfus Baskı Altında
2024 itibarıyla, çalışma çağındaki her 100 kişiye karşılık 61 kişi çalışma dışında kalıyor. Bu durum, sosyal güvenlik sistemine ve sağlık hizmetlerine olan yükün artacağına işaret ediyor. Uzmanlara göre, iş gücü piyasasının daralması ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etki yaratabilir.

Bakanlıktan Stratejik Önlemler
Çalışma ve Sosyal Politika Bakanlığı, yaşlanan nüfusa yönelik stratejik politikaların önemine dikkat çekti. “Yaşlıların aktif toplumsal yaşamını teşvik etmek, sosyal entegrasyonu güçlendirmek ve sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak önceliklerimiz arasında” ifadeleriyle, hükümetin soruna bütüncül çözümler aradığı vurgulandı.

Avrupa’daki Genel Eğilimle Paralel
Uzmanlar, Bulgaristan’daki yaşlanma eğiliminin yalnızca ulusal değil, aynı zamanda Avrupa genelinde gözlenen bir süreç olduğuna dikkat çekiyor. Ancak, Bulgaristan’da doğum oranlarının daha düşük ve göç kaynaklı nüfus kaybının daha yüksek olması nedeniyle, bu sürecin daha sert hissedildiği belirtiliyor.

Kaynak: Kırcaalihaber