REKLAM ALANI

Avrupa’da Doğayla Uyumlu Küçük HES Modelleri: Makedonya İçin Bir Fırsat mı?

Avrupa’da Doğayla Uyumlu Küçük HES Modelleri: Makedonya İçin Bir Fırsat mı?
REKLAM ALANI

Avrupa genelinde 21 binden fazla hidroelektrik santral bulunurken, bunların yaklaşık %21’i yani 6.409’u koruma altındaki doğal alanlarda yer alıyor.

Bu küçük hidroelektrik santraller (HES), sıkı çevresel kurallarla çalıştırılıyor ve doğaya zarar vermeden enerji üretimini mümkün kılıyor.

REKLAM ALANI

Örneğin, suyun debisi çevresel minimum seviyenin altına düştüğünde türbinler otomatik olarak durduruluyor. Bu uygulama Avrupa Birliği’nin küçük HES’lere neden olumlu baktığını da açıklıyor.

En çok küçük HES; Alpler’deki milli parklardan, İskandinavya’daki “Natura 2000” bölgelerine kadar geniş bir coğrafyada yer alıyor. Bu santraller, uygun teknolojiler ve doğru denetimle doğayla uyum içinde çalışabiliyor. İsviçre’de çocuklar için doğa ve enerji bilincini artırmayı amaçlayan eğitim parkurları bu santrallerin çevresine kurulmuş durumda. Çocuklar bu alanlarda su döngüsü, ekolojik debi ve balık geçitleri gibi kavramları öğreniyor.

Benzer şekilde Avusturya’da 4.000’den fazla küçük HES bulunuyor ve bunların %40’ından fazlası milli parklar içinde yer alıyor. Bu santrallerde su sıcaklığı, oksijen seviyesi ve balık göçleri gibi veriler sensörlerle izleniyor ve kamuya açık veri tabanlarında paylaşılıyor.

İsviçre’de ise 1.400’den fazla küçük HES yılda 3.7 teravatsaat elektrik üretiyor ve bu üretim ülkenin hidroelektrik kapasitesinin yaklaşık %10’unu oluşturuyor. Her yıl denetim ekipleri cihaz kalibrasyonlarını yapıyor, biyolojik debi altına düşüldüğünde türbinler kapanıyor.

Norveç’te 2025 yılı itibarıyla 1.451 küçük HES faaliyette olacak ve bu santraller de sıkı kurallara tabi. Almanya, Fransa ve İspanya’da da benzer düzenlemelerle hidro potansiyel kullanılıyor.

Makedonya’da Fırsat Doğru Uygulamayla Gelebilir

Makedonya’da küçük HES’lerle ilgili tartışmalar genellikle “olur mu, olmaz mı?” ikilemi üzerinden yürüyor. Ancak Avrupa’daki örnekler, asıl sorunun “nasıl yapılmalı?” olduğunu gösteriyor. Yani açık kurallar, çevresel debi şartı ve kamu gözetimiyle bu santrallerin doğayla uyum içinde çalışması mümkün.

Ülkenin hidro potansiyeli büyük ölçüde kullanılmamış durumda ve bu kaynak, ithalata olan bağımlılığı azaltabilir. Bloomberg Adria’nın verilerine göre, 2025’in ilk yarısında elektrik üretiminde %6,95’lik düşüş yaşanırken, elektrik ithalatı 194 milyon euroya ulaştı. Bu rakam, 2023’ün neredeyse tamamındaki ithalata denk geliyor.

Küresel ısınma nükleer enerji üretimini de etkiliyor. Yüksek sıcaklıklar nedeniyle nükleer santrallerin soğutma sistemleri zorlanıyor ve bu da üretim kesintilerine yol açıyor. Bu durum da yerli, sürdürülebilir ve çevreyle dost enerji üretiminin önemini artırıyor.

Sonuç: Doğru Kurallar, Güvenli Gelecek

Avrupa’daki örnekler, küçük HES’lerin doğaya zarar vermeden enerji üretiminin bir parçası olabileceğini gösteriyor. Makedonya’nın hidro potansiyelini değerlendirmek, enerji bağımsızlığı ve çevresel sürdürülebilirlik için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak bunun için açık çevre kuralları, kamu denetimi ve şeffaflık temel şart.


Haberlerimize yorumlarınızı bekliyoruz.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ