Düğünlerin Olmazsa Olmazı: Davul ve Zurna

Davul ve zurnanın coşkulu sesleri, düğün denilince akla gelen ilk ezgilerden biridir. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip bu iki enstrüman, modern müziğin yükselişine rağmen geleneksel düğünlerimizin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Özellikle Debre bölgesi, bu geleneğin en canlı örneklerine ev sahipliği yapıyor. Bir zamanlar düğünlerin ve kutlamaların sembolü olan davul ve zurna, günümüzde saz gibi yeni enstrümanların popülerleşmesine rağmen bu özel günlerin ruhunu yansıtmaya devam ediyor. Debre’daki düğünlerde, müzisyenlerin 2 davul ve 2 zurnadan oluşan çiftler halinde çalıştığı görülür. Kimi zaman bu ekipler, coşkuyu artırmak için 4 davul ve 4 zurnadan oluşan daha büyük gruplar haline gelebilir. Debre bölgesinde davul ve zurna, tüm farklılıkları bir kenara bırakarak bütün kültürleri ortak bir değerde buluşturuyor. Bölgenin tanınmış klarnet ustası Cavit Hasani, bu geleneğin sıkı bir savunucusu. Sanatıyla ün salmış olmasına rağmen, zurnasını asla bir kenara bırakmamış. Yakın zamanda katıldığı bir Debre düğününde kendisiyle sohbet etme fırsatı bulduk…
Cavit Bey kimdir? – Ben Debreli Cavit Hasani, müziğe olan tutkusunu Üsküp Müzik Akademisi’nde klarnet eğitimiyle pekiştiren bir müzisyenim. Ancak asıl ruhum, büyük büyük dedemden, dedemden ve babamdan miras kalan zurnada gizlidir. Bu kadim enstrüman, benim için sadece ses çıkaran bir alet değil, aynı zamanda nesillerdir süregelen bir tutkunun ve kültürel mirasın yankısıdır.
Genellikle hangi etkinlikler için sizi tercih ediyorlar? Halk en çok hangi oyun havalarını istiyor? – Bu tamamen düğünün yapıldığı bölgeye bağlı olarak değişiyor. Biz her zaman davetlilere ve ortama göre repertuarımızı uyarlıyoruz. Misafirlerin ne istediği önemli — ister geleneksel, ister modern halk oyunları olsun, biz onların isteklerini yerine getirmeye hazırız. Her yörenin kendine özgü düğün gelenekleri ve alışkanlıkları var. Nesilden nesile aktarılan bazı ritüeller hâlâ yaşatılıyor.
Merkez Jupa bölgesindeki düğünlerde nasıl bir müzik ve repertuvar tercih ediliyor? – Davul ve zurnanın coşkulu sesleri genellikle düğünlerin, şenliklerin ve halk oyunlarının vazgeçilmez ritimlerini oluşturur. Ancak Merkez Jupa Belediyesine ait olan köylerinde, bu gelenek bambaşka bir anlam kazanır. Burada, davul ve zurna sadece bir eşlikçi değil, aynı zamanda “avi” ya da “ezgi” adı verilen havaları icra eden, duygusal derinliği olan bir müzik türünün de ana unsurlarıdır. Buradaki ezgiler, alışılagelmişin dışında, ritimsiz bir tarzda çalınır. Yani zurnalar ezgiyi uzatırken, davullar ritmi düzenli bir şekilde tutmak yerine, melodiyi takip eden rubato bir yaklaşımla vurulur. Bu özgür ve doğaçlama tavır, müziğe eşsiz bir esneklik ve derinlik katar. Merkez Jupa’nın davul ve zurna geleneği, sadece bir müzik performansı değil, aynı zamanda bölgenin kültürel kimliğini ve duygusal zenginliğini yansıtan, dinleyeni etkisi altına alan benzersiz bir sanattır.
Debre ve çevresinde zurna ve davulun müzik kültüründeki önemi nedir? – Zurna ve davul, Debre ve çevresindeki düğünlerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Düğünlerde genellikle iki zurna ve iki davuldan oluşan bir ekip tarafından çalınır. Bu enstrümanlar arasındaki uyum, müziğin ruhunu oluşturan en önemli unsurdur. Özellikle ritmi tutan ana davulun yanı sıra, “ters” denilen özel bir stille eşlik eden ikinci bir davul, bölgeye özgü bir denge ve ahenk yaratır. Bu özel icra tarzı, tamamen Debre geleneğine özgüdür. Her ne kadar Debre bölgesi dışında da yetenekli müzisyenler bulunsa da, bölgedeki düğünler zurna ve davul olmadan düşünülemez. En az iki-üç saat süren bu müzik, düğünün atmosferini belirler ve coşkuyu doruk noktasına taşır. Bu benzersiz müzik tarzı, bölgedeki düğünleri diğerlerinden ayıran en belirgin özelliklerden biridir. Eskiden Merkez Jupa’da çok sayıda halk oyunu oynanırdı. Zamanla bu gelenek biraz azaldı. Gençlerin kimisi öğreniyor, kimisi bu geleneği devam ettiriyor. Ama hâlâ orada halk oyunları ve gelenekler var.
Siz bu geleneğin içindesiniz. Ailenizden kimler bu halk oyun müziğini çaldı ve sizce bu kültür gençler arasında devam ediyor mu? – Ben bir klarnet ustasıyım, bu mesleğe gönül vereli uzun yıllar oldu. Sayısını tutmadım ama bu gelenek, babamdan dedeme, onlardan da daha eski büyüklerime kadar uzanıyor. Babamın adı Veledin’di ama herkes onu Lauş diye tanırdı. Kendi kuşağının en yetenekli davulcularından biriymiştir. Hatırlıyorum…Halk oyunları oynayanlar, adeta onun davulunun sesiyle hareket ederdi. O kadar ustaydı ki, oyuncu daha ayağını yere basmadan ritmini tahmin eder, kusursuz bir uyum yakalardı. Ne önde giderdi ne de geride kalırdı. Tam bir ahenk içinde çalardı. O dönemlerde pek çok usta halk oyunu oyuncusu vardı. Novak ve Kocacik köylerinden Lamo ile Milazim gibi birçok değerli isim aklıma geliyor. Hepsini saymak mümkün değil ama bölgemizden gerçekten çok yetenekli oyuncular çıkmıştır.
Peki ya gençler? – Ben onlara bu geleneği devam ettirmelerini diliyorum, zaten bazıları sürdürüyor da… Bence sahip çıkıyorlar. Zurna ve davul geleneğini yaşatmaya devam ediyorlar. Bu çok değerlidir. Çünkü bizim taraflarda düğün denince aklımıza zurna ve davul gelir. Diğer bölgelerde, belki trompet, başka şeyler de olabilir. Ama bizde yalnızca zurna ve davul.
Debre, Merkez Jupa ve Mavrova-Rostuşa bölgesinde, özellikle ağustos ayında, birçok düğün aynı günde yapılır. Gurbetçi nüfusunun artışı, düğünlerin sayısını da önemli ölçüde etkiliyor. Bu düğünler sadece bir eğlence değil, aynı zamanda geleneklerimizin, örf ve adetlerimizin devamının bir ifadesi. Her bir düğün, yeni bir ailenin birleşmesinin yanı sıra, köklerimize olan bağlılığımızın da bir simgesidir. Davulun enerjik ritimleri ve zurnanın içli melodileri, gurbetçilerin memleket özlemini dindirirken, genç nesillere de bu toprakların zengin kültürünü aktarıyor. Ağustos sıcağında birbiriyle karışan düğün alaylarının neşesi, sadece o anın coşkusu değil, aynı zamanda nesilden nesile aktarılan, her ritminde ayrı bir hikaye saklayan bu toprakların ortak hafızasıdır. Fehmi Skender
Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!