Canset Mulaşabani: “Türkiye’de okumak benim için gurur vericiydi”

Lise yıllarındayken, Avrasya Yazarlar Birliği ve Balkan Yazarlar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen Balkanlar Online Yazarlık Atölyesi’ne düzenli olarak katılan ve hem burada edindiği bilgiler hem de edebiyata olan ilgisi sayesinde “Şairler Yuvası” adlı ilk deneme kitabını Yeni Balkan Yayınevi’nde yayınlayan Canset Mulaşabani, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu.
Geçtiğimiz günlerde yeni mezun olan Canset’e bu bölüme devam etmeye nasıl karar verdiğini, nasıl bir süreç geçirdiğini ve en sonunda hayallerine giden yolda nasıl başarıya ulaştığını sorduk, kendisi de bizleri kırmayıp sorularımızı seve seve cevapladı.
Okurlarımıza kendinden bahseder misin?
“Merhaba. Ben Canset Mulaşabani. Aslen Kosova Türklerindenim. İlk, orta ve lise eğitimimi ülkem Kosova’da Türkçe tamamladıktan sonra üniversite eğitimimi almak için İstanbul’a geldim. Türkiye Bursları kapsamında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümünü yeni bitirdim. Bölümüm dışında edebiyatla da uğraşmaktayım.”
Türkiye’de psikoloji okumaya nasıl karar verdiniz? Türkiye’de psikoloji okumayı seçmenizin özel bir nedeni var mı?
“Öncelikle Türkiye’de üniversite okumak bir karar değil, benim için büyük bir hayaldi. Balkan Türkleri olarak Türkiye bizim ana vatanımız. Bir insanın ana vatanında eğitim görmek istemesi bile başlı başına büyük bir karar. Ana dilim Türkçe, eğitimimi Türkçe tamamladım ve ülkemin sunduğu Türk dilindeki üniversite fırsatları bana yeterli gelmedi. Kaliteli, güzel bir eğitim almak istedim. Ve bu süreçte kendimi geliştirmek en temel motivasyonum oldu. Üniversite okumak zaten kolay bir şey değil ama doğup büyüdüğünüz bir ülkeden farklı bir ülkede üniversite okumak sizi çok geliştiriyor. Her zaman sınırların ötesini merak ettim ve daha lisedeyken bile hatta reşit bile olmamışken sınırlarımı aşmak en büyük gayem oldum. Çalışkan bir öğrenciydim. Hangi bölümü okuyacağımı araştırırken babamla aramda bir konuşma geçmişti. Edebiyatla, insanla olan bağımı az çok bildiğinden bana dönüp ‘kızım ya, sen psikoloji mi okusan?’ dedi. O zaman babamın sözüne itimat etmedim ama bu söz içime kurt düşürmeye yetmişti. Oturup psikoloji bölümünü araştırdım. Araştırdıkça içine düştüm. O dönem yaşadığımız pandemi ve bazı kısıtlamalar ve belki de benim ataştırmaya olan ilgimle Kosova savaşı ve bunun nesillerce süren aktarımı, hatta Balkanlardaki durumlar ve tüm bunları psikoloji ile harmanlayabileceğim gerçeği çok ilgimi çekti. İnsana, ruhuna, zihnine olan merakımı psikoloji dışında hiçbir şey gideremezdi ve başvuru sürecimde tüm bu motivasyonumla tercihlerimi psikolojiden yana kullandım.”
Eğitiminiz boyunca sizi en çok zorlayan ve en çok keyif aldığınız kısımlar nelerdi?
“Psikoloji bölümü diğer bölümlerle kıyaslanınca çok da zor bir bölüm sayılmaz. İstanbul Üniversitesi Psikoloji açısından Psikanalizin yeri diye geçer. Hocalarımız çok değerli eğitimler almış, kendini geliştirmiş Türkiye’nin en iyileri. Onlardan bu eğitimi almak çok kıymetli. Ama kendini bu alanda geliştirmek istiyorsan hocanın verdikleri ile sınırlı kalmaman gerek. Derste önerilen kaynakları, kitapları, makaleleri tek tek okuyup öğrenmeye çalıştım. Ailem her zaman söylenirdi üniversite boyunca genelde bütün param kitaplarıma gitti. Eğitimi Türkçe almış olsam da İngilizce kaynakları okumak başta çok zorlayıcıydı. İlk yılımda okuduğumda saatlerimi alan makaleleri son döneme doğru 10-15 dakikada bitirir olmuştum. Kendini geliştirmek istiyorsan çok okuman, çok araştırman, çok gözlemlemen gereken ve bunu yapmaktan asla sıkılmaman gereken bir bölüm. Bunun dışında her ne kadar ana vatan olsa da bir yabancı öğrenci olarak Türkiye’de bulunmak, evrak işlerini halletmek, yurt değişimlerinde her dönem bütün hayatını valizlere sığdırmak çok yorucu. Ama bunun keyfi de hayli güzel. Ve tüm bunların yanında ülkeni, Balkanları tanıştığın herkese anlatmak, tanıtmak, kültür elçisi olmak çok keyifli.”
Türkiye’de yaşamak ve okumak sizin için nasıl bir deneyimdi?
“Türkiye’de okumak ve dört yıl boyunca burada yaşamak benim için çok gurur vericiydi. Birçok kişinin aksine alışma sürecine yönelik hiçbir sorun yaşamadım. Başımı kaldırdığımda gökte dalgalanan ay yıldızı görmek, afişlerde Türkçeyi okumak, sokaklarda kulağıma Türkçe’nin gelmesi o kadar duygusaldı ki durup dururken gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Dünyanın neresine gidersem gideyim, nerede yaşarsam yaşayayım bunun gururunu, mutluluğunu hiçbir yerde bulamam. Bu süreçte rahmetli Yakıp Ömeroğlu hocamın bir sözünü hatırlatmadan duramayacağım; “Balkanlar ana vatana geldiğinde kendi ülkesini, kendi ülkesindeyken de ana vatanı özlerler”. Bu bitmeyen özlemi yaşamak çok güzeldi.” Psikoloji eğitiminizi tamamladınız, şimdi ne yapmayı planlıyorsunuz?
“Açıkçası psikoloji lisansı bitirmek bu alan için yeterli olmuyor. Günümüzün getirdikleriyle beraber de yüksek lisans yapmak gereklilik. Okumayı, eğitimi çok seven biri olarak ve eğitime bu kadar aç biri olarak eğitimime bir süre daha devam etmek istiyorum. Şu anki önceliğim bu yönde. Kendimi biraz daha geliştirdikten sonra ülkeme geri dönüp topluma yararlı olmak istiyorum. Kosova’nın diğer tüm ülkelerin olduğu gibi psikolojiye, iyi yetişmiş toplum uzmanlarına ihtiyacı var. Ben tek başıma bir toplumu geliştirebilir miyim bilemem ama kendimi geliştirmeden toplumu geliştiremem bunu iyi biliyorum.”
Türkiye’de psikoloji okumak isteyen yabancı öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
“Türkiye’de okumak isteyen bütün kardeşlerime çok doğru bir yolda olduklarını söylemek istiyorum. Asla vazgeçmeyin. Ailemizden uzakta bir yetişkin hayatına adım atmak kolay bir şey değil. Bunun zorluklarını sonuna kadar yaşadığım, ağladığım anlar oldu. Ama aileniz yanınızda değilken Türkiye yanınızda oluyor. Bunun eksikliğini hissettirmemeye çalışıyor. Kolay olmayacak. Ama birkaç yıl sonra geriye dönüp baktığınızda nelere göğüs gerdiğinizi görüp kendinizle çok gurur duyacaksınız. Dünya sınırlardan ibaret değil. O sınırları aşmak bizlerin elinde. Bu tecrübeyi edinin ve bu tecrübeyi hayatınız boyu en değerli hazineniz olarak taşıyın.”
Son olarak neler eklemek istersiniz?
“Son olarak şunu eklemek isterim. Ben İstanbul’a Türkiye Bursları kapsamında geldim. Geçen Türkiye Bursları mezuniyeti boyunca ağlayıp durdum. Bu ailenin bir parçası olmak çok keyifliydi. Bitmiş değil. Bundan sonra Türkiye Mezunu olarak hayatıma devam edeceğim. Bir yandan Türkiye Mezunu olmak, bir yandan en iyi üniversiteden Psikolog olarak mezun olmak çok büyük gurur. Ve ben bu gururu omuzlanıp en güzel şekilde yaşatacağıma inanıyorum. Hayallerimi gerçekleştirme yolunda bana inanıp, bana güvenip her anımda bana destek çıktıkları için Türkiye Burslarına ve YTB ailesine, uzak dahi olsa her aradığımda açan, pes etmeme asla izin vermeyen, ‘sen yeter ki okumak iste biz elimizden geleni yaparız’ diyen aileme minnettarım. Bu süreçte bir sürü yeni insan tanıdım. Hepsinin destekleri çok kıymetliydi. Ailem olan arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ve tabii sürecin en başından beri ister yazarlığımla ister eğitimimle beni destekleyen, arayıp soran Avrasya Yazarlar Birliği aileme ve beni onlarla buluşturan, kitabımı elime almamı sağlayan siz değerli Yeni Balkan ve Balkan Yazarlar Birliği aileme çok teşekkür ederim. Bu yolda hiçbir zaman yalnız değildim.”
Bizi takip edin ,balkanları birlikte keşfedelim.!